Avrupa’nın İran’a yönelik yaptırımları kaldıramaması

  • 07 Ekim 2020
  • 5.728 kez görüntülendi.
Avrupa’nın İran’a yönelik yaptırımları kaldıramaması

ABD’nin nükleer Bercam anlaşmadan 2018 yılında çekilip, anlaşmayı sarih biçimde ihlal etmesinin ardından, İran İslam cumhuriyeti diplomatik sabır çerçevesinde ve anlaşmaya uygun bir şekilde bir sene boyunca yükümlülüklerini tam olarak ve hatta beklentilerin üzerinde yerine getirdi.

Bu sürede Avrupalılar şiddetli şekilde İran’ın nükleer anlaşmada kalmasını isteyerek, nükleer anlaşma uyarınca yükümlülüklerini yerine getireceklerini, ayrıca ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilmesinden kaynaklanan zararları da telafi edeceklerine dair söz verdiler.
Ancak pratikte verilen vaatlerin hiçbiri gerçekleşmedi. İran ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilmesinin ardından stratejik bir sabırla anlaşma üyelerine bağımsızlık ilkesi çerçevesinde kendi yükümlülüklerini yerine getirmeleri için fırsat verdi. Avrupa torykası olan Fransa, Almanya ve İngiltere, nükleer anlaşma çerçevesinde 11 yükümlülüğü yerine getirecekleri sözünü verdiler. Ancak INSTEX olarak kurulan Avrupa Özel Mali Mekanizması bile nükleer anlaşma çerçevesinde İran’ın meşru haklarını kabul edilecek şekilde karşılayamadı.
Böylece Avrupa, bu süre zarfında pratikte nükleer anlaşma çerçevesinde İran’a yönelik yaptırımların kaldırılması için kendi yükümlülüklerini yerine getirmekte aciz kaldığını göstermiş oldu.
Avrupalıların nükleer anlaşma yükümlülüklerini yerine getirememesine rağmen Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas nükleer anlaşmanın İran tarafından ihlal edildiğini ileri sürdü. Oysa bizzat Maas daha önce BM Genel Kurul Toplantısında yaptığı konuşmada, Avrupa’nın ABD’nin yaptırımlarından dolayı İran ile ekonomik münasebetleri güçlendirmeye yönelik kendi yükümlülüklerini yerine getiremediğini itiraf ederek, nükleer anlaşmanın korunması gerektiğini belirtmişti.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatibzade dün düzenlediği basın toplantısında İran’ın Almanya, İngiltere ve Fransa’dan oluşan Avrupa Troykası üyelerine hitap ederek, bu ülkelerin biraz dikkatli davranmalarını tavsiye etti. Sözcü tarihin nükleer anlaşmanın hangi tarafının yetersiz ve güçsüz olduğu ve hangi tarafın kendi yükümlülüklerine bağlı kaldığı konusunda kesin kararını vereceğini söyledi.
Siyaset uzmanlarından Seyyid Celal Sadatiyan da yaptığı değerlendirmede şöyle diyor: Nükleer anlaşmanın uygulanmasını kendi zorba söylemleri ve acziyetine rehin alan taraf, Ajans’ın defalarca yayınladığı raporlarına göre kendi yükümlülüklerini yerine getiren ve şu an da yükümlülüklerinin büyük kısmını uygulamakta olan İran değil işte Avrupa ve Amerika’dır.
Avrupa, ABD’nin nükleer anlaşmayı çiğnemek suretiyle tehlikeli bir bidata imza attığını biliyor ve anlaşmanın diğer üyelerinden kendi uluslararası yükümlülüklerine bağlı kalmalarını istiyor. Ancak Avrupalılar neden ABD’nin zorbalığı ve tek taraflı eylemleri karşısında geri adım atmalılar ve niçin bu ülkeler İran’ın yerine anlaşmayı ihlal eden ABD’ye nükleer anlaşmaya geri dönmesi ve yükümlülüklerine uyması için baskı yapmıyor?
Trump yönetiminin tek taraflı politikalarının sürdüğü için Avrupa’nın önünde iki yol var.
Birinci yol, nükleer anlaşmaya bağlı kalıp, bu çok taraflı anlaşma çerçevesinde kendi yükümlülüklerini yerine getirmesi ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2231 sayılı kararnamesini uygulamaya devam etmesidir.
İkinci yol ise, yanlış bir yola girmesidir ki böyle olursa Avrupa nükleer anlaşmadan uzaklaşacak ve Avrupa pratikte pasif ve atıl duruma düşecek.
İran İslam cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatibzade’nin bu bağlamda yaptığı açıklamasının mesajı oldukça net ve açıktır. Zorbalığa uymak tehlikelidir ve küresel barış ve güvenliği tehlikeye sokabilir

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BÄ°R YORUM YAZ

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.