Hasan Nasrallah: “Batının komplosunun amacı İslam’ı karalamaktır”

Lübnan Hizbullah hareketi lideri Seyyid Hasan Nasrallah, batı medyasının sürekli IŞİD haberleri yaparak, IŞİD terör örgütü için, “İslam Devlet”, “Radikal İslam”, “Aşırı İslami Grup” ve “İslami terörizm” gibi ifadelerle gerçekte İslam’ı karalamaya çalıştıklarını bildirdi.

Seyyid Hasan Nasrallah, Suriye ordusunun Halep’teki militanları püskürterek kentte kontrolü yeniden sağlamasının Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın devrilmesine yönelik umutları sona erdirdiğini söyledi.

Nasrallah, Halep’te kazanılan zaferin Suriye için politik çözümün önünü açacağını da sözlerine ekledi.

Televizyonda yaptığı konuşmada, Suriye ordusunun 4 yıl süren mücadelenin ardından Halep’i teröristlerden geri almasının ülkedeki çatışma sürecinde yeni bir etabın başlangıcı olduğunu ifade eden Nasrallah, “Bugün, Halep’ten sonra, yönetimi değiştirme planlarının başarısız olduğunu söyleyebiliriz” dedi.

Tekfirci terör örgütü IŞİD tarafından vahşice yakılarak infaz edilen Türk askerleri vakıasını da şiddetle kınayan Lübnan Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, Türk ordusunun bugün başka bir cephede olmasına rağmen, tekfirci terör örgütü IŞİD’in Türk askerlerini İslam ve Müslümanlar adına vahşice yakarak infaz etmesini şiddetle kınadıklarını, daha önce de tekfirci terör örgütü IŞİD’in benzer girişimde bulunarak, Ürdünlü pilotu ve Iraklı askerleri yakarak infaz ettiğini ve kendilerinin tüm bunları kınayarak bu cinayetlerin İslam dışı olduğunu ve kesinlikle İslam’la bağdaştıralamayacağını ilan ettiklerini bildirdi.

Bölgesel ve uluslararası olaylar, muhtelif isimler altındaki terör örgütlerinin batılı emperyalist devletlerin elinde birer araç olduklarını ve onların sömürgeci amaçlarının gerçekleşmesine yardımcı olduklarını göstermektedir. son yıllarda İslam’a dönük olan eğilimler ve İslami öğretilere dünya genelindeki aşırı ilgi ve İslam’ın bir kurtarıcı gözüyle değerlendirilmesi, İslam dininin her türlü sultacılığı reddetmesi batılı sömürgeci devletlerin İslam’ı geniş ölçekte hedef almalarına ve İslami diriliş ve yayılışın engellenmesine çalışmalarına sebep olmuştur. Zira batılılar özellikle de Amerika, İslam’ın kendi uğursuz hedefleri ve sultacı siyasetleri karşısında önemli bir engel olarak görmekteydiler.

Bunun için de sultacı batılı devletler bölge halklarının İslami inançlarını hedef alarak, İslam’ı karalamaya, halkın dini inançlarını zayıflatmaya ve onları kendi sultaları altında tutmaya çalışmaktalar. Bunun için de İslam adına bir takım İslam’dan habersiz katil ve teröristleri özellikle Sünni müslümanları temsil eden isimler altında terör örgütlerinde bir araya toplayarak bunların eliyle işlenen cinayet ve zulümleri müslümanların yaptığı gerekçesiyle İslam’ı dünya halklarına kötü göstermeye çalışmış ve çalışmakta, ayrıca müslümanlar arasında mezhep ihtilafı ve çatışması da çıkararak kendi güvenliklerini garanti altına almaya çılışmaktalar. Ancak İslam uleması ve şuurlu müslümanların bu gibi komplolar karşısında uyanık olması şimdiye kadan onların tüm bu hile ve oyunlarını etkisiz bırakmış ve istedikleri sonucu elde edememişlerdir. Düşmanlarca ve Küfür liderlerince sergilenen oyunun vahametinin farkında olan hakiki müslüman alimler sürekli olarak bu hususlarda uyarılarda bulunarak müslümanları bu komplolara kanmamaları yönünde uyanık olmaya, birlik ve beraberliklerini korumaya davet etmekteler.

Nitekim Lübnan Hizbullah Hareketi lideri Seyyid Hasan Nasrullah’ın son yaptığı konuşmadaki dile getirdiği hususlar bu konudaki gerçeklerin bir yansıması olup, komplonun derinliğinin farkında olan Seyyid Hasan Nasrallah Türkiye hükümetinin şimdiye kadar hangi cephede yer aldığını ve kendilerine karşı nasıl bir düşmanlık beslediğini bilmelerine rağmen IŞİD terör örgütü tarafından iki Türk askerinin hunharca öldürülmesinden duyduğu üzüntüyü dile getirmekte ve Türkiye halkından bu konularda duyarlı olmalarını istemektedir. Seyyid Hasan Nasrullah’ın konuşma ve tutumuna benzer açıklamalar İslam aleminden bolca işitilmekle birlikte Sünni kesim içinde de İslam alimlerinin açıklamaları, İslam düşmanlarının tefrikacı, fitne siyasetlerinin etkisiz kalmasına neden olmuştur.

Nitekim İslami uyanış ve direnişin bölgede devam etmesi başta Amerika ve siyonist İsrail rejimi olmak üzere batılı devletlerin tüm denklem ve komplolarını alt üst etmiş ve İslami cephenin güçlenmesini beraberinde getirmiştir. Bunun farkında olan kefere devletler özellikle ABD’li yetkililer bir takım sinsi siyasetlerle ve ortaya çıkan bir takım boşluklardan yararlanarak bölge halkları içine nüfuz etmeye ve kendi uğursuz planlarını hayata geçirmeye çalışıyorlar. Nitekim başta Irak olmak üzere bir takım bölge ülkeleri ve hatta Türkiye’de son dönemde tekfiri vahhabi akımların artması ve sahneye gelerek özellikle Şii müslümanlar aleyhindeki karalayıcı, tekfir edici tutum ve girişimleri, düşmanların bu siyasetlerine açık bir örnektir.

Fakat Seyyid Hasan Nasrullah’ın da belirttiği gibi, Amerika ve siyonist rejimin bölge siyasetleri müslüman halkların direniş ve mukavemetleri sonucu başarısız kalmış ve buna paralel olarak tekfiri vahhabi akımların girişimleri de hiç bir başarı elde edemeyecektir. düşmanların Lübnan ve Suriye’deki yenilgisi ve bu insanlık dışı grup ve örgütlerin yok edilmesi yönünde Irak hükümetinin kararlılığı, şiddet yanlısı, radikal, tekfiri akımların bölge müslümanları içerisinde kesinlikle bir yeri olmadığını göstermektedir.