İslam inkılabı rehberinin BAE-siyonist rejim ilişkileriyle ilgili görüşü

İslam inkılabı rehberi İmam Seyyid Ali Hamenei dün sabah 34. Eğitim ve Öğretim Oturumuna video konferans aracılığı ile katılarak yaptığı açıklamada, siyonist rejim ile uzlaşma akımlarından açık bir yorumda, BAE ve cinayetkâr İsrail rejim arasında kurulan utanç verici ilişkinin hedefleri ve sonuçlarını açıkladı.

İslam inkılabı rehberi ayrıca sözlerinin bir diğer ekseninde “seçkin insanın yetiştirilmesi”nde eğitim ve öğretimin önemli rolüne değindi.
İslam inkılabı rehberi İmam Hamenei’nin dünkü konuşması her iki alanda önemli ve stratejik konular içeriyordu.
Birinci konuda yani eğitim ve öğretim konusunda İmam Hamenei batılıların kendi yaşam tarzlarını dayatmak için diğer ülkelerin eğitim ve öğretim sistemlerine nüfuz ederek, 2030 belgesi veya bazı bölge ülkelerin eğitim ve öğretim sistemlerine nüfuz etmelerini örnek göstererek, “Günümüzde batının sosyal felsefesi bizzat batının kendisinde hezimete uğrayan ve fesat türeten tezahürlerinin Holywood’dan Pentagon’a kadar oldukça net şekilde göründüğünü” vurguladı.

İslam inkılabı rehberi düşmanın nüfuzuna karşı hassasiyete vurgu yaparak şöyle buyurdu:
“Düşman askeri yoldan yapamadığını, milletleri yağmalamak ortamını hazırlamak için 2030 belgesi ve kendisi gibi düşünen, operasyonel hedeflerini gerçekleştirebilecek insanları yetiştirmek gibi yollara başvuruyor.”
Günümüzde milletlere sulta kurmanın tek yolu illa ki askeri yol değildir. Sulta düzeni çeşitli yollarla ülkelerin gelecek kuşaklarının, kendisinin dünya meselelerindeki düşüncesi, kültürü, bakış açısını ve zevklerine sahip olmasını, politikacıları ve elit kesimlerinin de kendisinin istediği gibi düşünerek davranmasını ister.
İmam Hamenei’nin UNESCO 2030 belgesini eleştirmesi de bu yüzdendir. Bu sebepten dolayı nizam düşmanlarının gizli katmanlarını daha dikkatli tanıyarak, eğitim ve öğretim faaliyetlerin nitelik ve niceliklerini arttırmak için etkin stratejiler üretilmelidir.

İslam inkılabı rehberi sözlerinin bir diğer bölümünde Birleşik Arap Emirlikleri hükümetinin siyonist rejim ile ilişkileri normalleştirme konusundaki kararına işareti de aynı önemli ve anahtar konu üzerinedir, zira her yanlış hareket milletlerin geleceği veya hatta daha da ilerisi için zararlı ve ağır bedeli olabilir.
İslam inkılabı rehberi İmam Hamenei Birleşik Arap Emirlikleri’nin, siyonist rejimin kasvetli eylemleri ve Amerika yönetimindeki habis Siyonist unsurlarla işbirliğinden esef duyduğunu belirterek, bunların İslam dünyası ve bölge çıkarlarına karşı olduğunu, bu hareketin İslam dünyası, Arap dünyası, bölge ülkeleri ve önemli Filistin meselesine ihanet olduğunu belirterek şöyle buyurdu:
“Elbette bu durum çok sürmeyecektir fakat bu utanç lekesi, bir ülkenin gasp edilmesi ve Filistin halkının avare edilmesini unutturmaya çalışan ve Siyonistlerin ayağını bölgeye açanların alnında kalacaktır.”

Amerika siyonist rejimin Arap dünyası ve İslam ümmetindeki konumunu meşru göstermek için korsan rejim ve Arap ülkeleri arasında diplomatik ve ekonomik ilişkiler kurmaya çalışıyor. bu strateji iki hedefi izliyor:
Birinci hedef; “direniş ve dayanıklılık diyaloğu” önemini azaltmak ve uzlaşı akımının Yüzyılın Anlaşması çerçevesinde yerine geçmesidir.
İkinci hedef: orta ve uzun vadede siyonist rejim ile bağlantıda olan ülkelerin ekonomi ve güvenliğini yumuşakça yıkmaktır.
Fakat bölgenin çağdaş tarihi, siyonist rejim ile ilişki kuran hiçbir ülkenin ekonomi ve siyasi güven ve istikrara ulaşmadığını, tam tersi ise içten dağılma yolunda ilerlediğini gösteriyor. /