Seyyid Hasan Nasrallah, Yemen’e Yapılan Hain Saldırıyla İlgili Çok Önemli Açıklamalarda Bulundu.

  • 27 Mart 2015
  • 1.382 kez görüntülendi.
Seyyid Hasan Nasrallah, Yemen’e Yapılan Hain Saldırıyla İlgili Çok Önemli Açıklamalarda Bulundu.

Yemen’e Suudi Arabistan tarafından yapılan saldırıyı değerlendiren Seyyid Hasan Nasrallah, on ülkenin koalisyon oluşturarak Yemen’e saldırılmasının vicdanlarda sorgulanması gerektiğini belirtti.

“Ne oldu ki Kararlılık Operasyonu düzenlendi Suud tarafından? Ne kadar cesurca bir adım bu. Peki 1948’den beri büyük saldırı ve felaketlere maruz kalan Filistin için neden kararlılık fırtınası esmedi? Biz kokusunu bile almadık. Filistin halkı yıllardır feryat ediyor bize yardım edin diye ama kimse yardım etmedi. Lübnan halkı da yardım istedi sizden ama sizden ümit kesilince artık yardım istemedi. Filistinliler hala sizden yardım bekliyor. Binlerce ev yıkıldı Filistin’de, binlerce çocuk öldürüldü. İstediğiniz dilden konuşayım, Filistin Sünni’ydi ve sizden yardım istedi, ama siz yardım etmediniz. Bu kararlılık nerden geldi anlamıyorum. Hem şoke olunacak hem de acınacak bir durum bu. Daha önemlisi bölgedeki savaş ve katliamlar hiçbir şekilde kararlılık operasyonu gerektirmedi ama öyle bir şey oldu ki Suud’un kararlılığını gerektirdi.

Ne oldu peki? Amaç Yemen halkını kurtarmak idiyse, Filistin halkına neden yardım etmediniz de Amerika ve İsrail’e sattınız. Size göre meşru hükümeti kurtarmaksa, daha önemli olan Filistin halkına neden yardım etmediniz? Yemendeki durum hem Körfez hem de Suud’un güvenliğini tehlikeye atıyor dediniz ama Yemen’de herhangi bir siyasi oluşum ortaya çıkmış değil. Dünyanın en büyük ordusuna sahip olan İsrail yanı başınızda ve içişlerinize müdahale ederken neden susuyorsunuz? Düşmanın İsrail olmadığını, tehdit olmadığını anlıyoruz bunlardan.

Savaş açmalarına izin verildi mi deniyor? Altyapı tahrip ediliyor, kadın ve çocuklar öldürülüyor, bunlara bir gerekçe var mı? Bu yaptıklarına ulemalarla buna meşruiyet kazandırmaya çalışıyorlar. Bu zamana kadar gösterilen gerekçeler nedir? Diyorlar ki, meşruiyet sahibi ve seçilmiş bir başkan var. Hiç bir sorun olmadığını ve süresinin dolmadığını, bütün meşruiyete sahip bir Cumhurbaşkanı sizden yardım istiyor, bu gerekçe bir ülkeye saldırmak ve bombalamak için yeterli mi?

Siz daha önce bunu yapmadınız, Tunus’ta Zeynel Abidin sizden yardım istediğinde yardım etmediniz, o da Suud’a kaçtı. Suud da çok kızgındı buna, hatta Zeynel Abidin’i tekrar iktidara getirmeye çalıştı, meşru hükümeti yerine getirmek için saldırı düzenlendi mi? Mısır’a bakalım. Mübarek’in devrilmesine karşı çıktınız, her şeyi yaptınız. Halbuki sizin için çok önemliydi. Yemen’i neden tercih ettiniz peki? Demek ki bu doğru bir gerekçe değil, sırf savaş açmak için uydurduğunuz bir gerekçe.

Cumhurbaşkanını tekrar vazifesine döndürmek istiyorsanız, bütün dostluk ve düşmanlıklardan yararlanarak saldırmanız çok şaşırtıcı bir durum. Mesele cumhurbaşkanının göreve iadesi değil, daha derin bir mesele.

Diyorlar ki, Yemen halk devrimi, Yemen ordusu, birçok aşiret ve kabilenin destek vermesine rağmen Körfez’i ve Suud’u tehdit ediyor bu yeni durum. Müslümanlara, İslam halkına, size fetva verenlere sunabileceğiniz bir deliliniz var mı? Savaş kolay bir şey değil, kan akıtıyorsunuz. İnsanların niyetlerine göre mi hareket ediyorsunuz? Yemen’deki yeni durum neye göre tehdit ediyor? Yemen’deki durumun El-Kaide, toplumsal ve siyasal meseleler, fakirlik, Yemen’in yeni hükümetinin oluşturulması, yen ianayasa gibi durumların düzelmesi için 20-30 sene gerekli ve bu durumu en iyi Suud biliyor. Bütün bunlarla uğraşan Yemen mi Suud’u tehdit ediyor.

Ensarullah Hareketinin Suud ve Katar’la, Körfez ülkeleriyle görüşme halindeydiler. Suud istihbaratıyla da görüştüler ama kral Abdullah ölünce kaldı. Size saldırmadılar, savaş açmadılar, size sevgiyle yaklaştılar, birçok ülkeyi tehdit eden IŞİD ve El-Kaideye karşı mücadele ettiler, size nasıl tehdit oluşturdular? Boğazı kapatacaklar gibi saçma sebepler ileri sürüyorlar.

Her türlü taassuptan, mezhebi ve etnik önyargılardan kurtularak bakılması gereken bir durum var. Kim savaştan razıysa bu savaşa iştirak etmiş demektir ve ahirette bunun hesabını verecekler. İsrail’e karşı savaş ilan edilmiş olsaydı, biz buna hazır olarak bekleyen bir grubuz. Ama siz Yemen’e savaş açıyorsunuz.

Arap medyasında diyorlar ki, Yemen İran tarafından işgal edildi. Yemen Arap ülkesi ve İran işgalinden kurtarılmalı. Fakir ve ikinci sınıf bir devlet ama İran işgalinden kurtarılması gerek diyorlar. Ne büyük bir yalan ve bir gerekçe. Mantıklı düşünelim; bu noktadan yola çıkarak bütün bölgeye bakalım. Yemen’in İran işgalinde olduğuna dair deliliniz nedir, İran ordusu veya üsleri mi orada? Çok açık ve aşikar bir yalan bu. Askeri değil de hegomanya var, hakimiyet var diyorlar, peki tartışalım bu iddiayı.

Suud mantığına bir bakalım; halklar ifadesinin kabul edilmesi, Yemen halkı, Körfez halkları, Suud halkı gibi kavramlar kabul edilmiyor. Suud aklı ve zihniyetinden bahsediyoruz. Sürü mantığıyla bakıyorlar halka, doğal olarak sürünün bağımsız bir kimliği olamaz. Eğer bir gün bu halk isyan kararı verirse, demek ki düşmanın yanına geçmiş demektir. Tunus’ta da bu mantığı işlettiler. Doğal olarak başarısızlık ve fiyaskoyla sonuçlanıyor bu mantık. Suud’un son yıllardaki diplomasisine bakalım, hangi başarıları elde etmişler? Art arda başarısızlıklarla dolu bir diplomatik geçmişleri var. Yanlış yorumladıkları için yanlış baktıkları için, yanlış sonuçlar oluşturuyorlar. Bu da İran’a yol açıyor, İran’ın herhangi bir çaba harcamasına gerek kalmıyor. Bu sizin yanlış okumanızın, yanlış hareketlerinizin sonucu.

Lübnan’a bakalım, 1982’de İsrail Lübnan’ın büyük bölümünü işgal edip Beyrut’a girdiğinde bütün Arap ülkeleri Lübnan’ı terk etti ve yalnız bıraktı, Suriye hariç. Ellerinde nüfuzları ve milyarlarca dolarları var bunlar rağmen Lübnan’ı yalnız bıraktılar. Lübnan halkı bu işgale karşı koymak istedi sadece Suriye ve İran destek verdi. İran’ın bir çok sorunu vardı, Irak savaş açmıştı, Arap ülkeleri kötü bakıyordu ama bunlara aldırmadan Lübnan’a yardım ettiler, strateji belirlerdir, silah verdiler, bütün imkanlarını sundular. Bununla beraber direnişçiler Lübnanlıydı, bütün askerler Lübnanlıydı, İranlı yoktu bu direnişte. Siz Direnişi kabul etmiyordunuz, Lübnan halkını tanımıyordunuz ki yardım edesiniz..

Siz bu durumu İran direnişi olarak gördünüz ve yalnız bıraktınız. Zafer kazanıp Araplara takdim ettiğimizde siz bu takdimi bile kabul etmediniz, İrancılıkla suçladınız mezhepçilikle suçladınız ama biz bu zaferi bütün insanlığa hediye ettik. İran’ın nüfuzu var mı evet, ama Lübnan’ı işgal ediyor mu, hayır, kendi görüşlerini dayatıyor mu, hayır.

Filistin halkından siz vazgeçtiniz, aşağıladınız, İsrail’e bıraktınız, dilediğini yaptı, evleri yıktı, insanları öldürdü ve hapse tıktı, siz Amerika’ya bıraktınız çözümü.

Filistin halkı için hiçbir şey yapmadınız, paranız mı yok? Milyarlarca dolarınız var, neden Filistin halkını sürgünde ve kamplarda yaşamaya mahkûm ettiniz? Neden Kudüslülerin Kudüs’ü terk etmelerine izin verdiniz?

Sizin ordularınızı, uçaklarınızı istemiyoruz, İsrail’e kararlılık operasyonu yapmanızı istemiyoruz, sadece paranızı verebilirdiniz. Yalnız kalan Filistin halkı İran’dan yardım istedi, Batılılar ve sizin tarafınızdan ambargolar uygulanmasına rağmen, silahını teknolojisini parasını Filistin’e teslim etti ve çok net bir şekilde Filistin’e yardım etti, neden, çünkü siz yalnız bıraktınız. Şimdi de Filistin’i İrancılıkla suçluyorsunuz. Sizi Filistin’den alıkoyan ne? Siz onları yalnız bıraktınız, aşağıladınız. İran’ın bu tavırları şerefli tavırlardır, suçlanacak tavırlar değil. Filistin’e hegomanya oluşturmadı, baskı oluşturmadı, dayatma yapmadı.

Irak’ta İran işgali var hegemonyası var diyorlar. Yok böyle bir şey. Siz Irak’ta ne yaptınız Suud ve müttefikleri? Saddam’a 200 milyar dolar verdiniz İran’a saldırması için. Sizin sayenizde hala bu savaşın acıları devam ediyor. Bush’un Irak’ı işgali için her türlü desteği verdiniz ve bu işgalin parçası oldunuz. Irak halkı ABD işgaline teslim olmayı Saddam’dan kurtulmaya çalıştığında, işgale hem siyasetle hem silahlı direnişle mücadele etmek istediler ama siz tekfirci grupları desteklediniz.

Siz başarısızsınız. Hiç bir sorumluluğunuzu Irak halkına karşı yerine getirmediniz. İranlılar tam tersiydi, tabii ki nüfuzu olacak.

Suriye’ye bakalım. Dünyanın en kötü canilerini Suriye’ye soktunuz. Suudi, Katar ve Türkiye’nin Suriye’nin kendilerine bağlı olması için neler yaptıklarını biliyoruz. Bağımlı bir Suriye oluşturmak istediler. Sırf Esad’ı devirmek için bütün canileri oraya doldurdunuz, Suriye halkının öldürülmesine göz yumdunuz. Bir anket yaparsanız, Suriye halkının siyasi çözüm istediğini görürsünüz. Bu saldırılar Esad’ı yıkamayacaktır. Peki siyasi çözüme engel olan kimdir? Suud ve müttefikleri. Neden Suriye halkı İran’a saygı duymasın? Suriye’de İran ordusu yok. Elli askerden fazla kimse yok Suriye’de İranlı olarak. Suriye’nin Hizbullah işgalinde olduğunu iddia ediyorlar, Hizbullah devlet değil ki. Yalanlar ve iftiralarla milleti kandırmaya çalışıyorlar.

Yemen’e dönecek olursak, ben buradan teyit ediyorum, 1983’ten beri İran’la ilişkilerimiz var ve hiçbir zaman bunu gizlemedik. Ben Ali Hamaney’i Müslümanların emiri olarak görüyorum. Bizden hiç bir talepleri olmadı, bir karar dayatmadılar, bizim kendi liderliğimiz ve yönetimimiz var. Bize danışmanlık yaptılar ama dayatma yapmadılar. Suud ve müttefiklerinin yaptıkları gibi yapmadı İran. Hamasi İslami Cihat ve diğer Filistinli grupların İran’la eski ilişkileri var, sorun onlara, İranlılar size dayatma yaptılar mı, savaşın operasyon yapın gibi. Gerçek budur, siz bunu anlamıyorsunuz çünkü size garip geliyor. İran İslami bir cumhuriyettir, İmam Humeyni’nin devletidir, direnişçi ve Müslüman bir milletin devletidir, mezhebi değerlerin üstünde bir devlettir. Hem yardım ediyor, hem hegomanya kurmuyor, siz bunu anlayamıyorsunuz, kapasiteniz yetmiyor.

Hamas yetkilileri Riyad’a gitmişlerdi, onlar söylediler, “İran’la nasıl bir ilişkiniz var diye sordu kral, biz de bize silah ve para gibi her türlü yardımı yapıyor dedik. İran nüfuzunu kırmak istiyorsanız buyurun siz yardım edin.” dedik. Ama yapamazlar çünkü ortada İsrail var. Onlara dedim ki, dostlarım, yeryüzünde hiçbir şekilde size silah, cephane veren hiç kimse bulamazsınız. Sadece İran var.

Siz büyük paralar harcayarak bir kabilenin başka mezhebe geçmesine harcamadınız mı? Yemen için bunları yapmadınız mı? Yemen altyapısına, güvenliğine ne sağladınız? Siz Yemen halkına kibirle davrandınız. Ensarullah ve Husi olarak nitelendiriyorsunuz onları. Siz Suud Kralı olarak Ensarullah hareketine savaş açmadınız mı? Onları yok etmek için her şeyi yapmadınız mı ve en sonunda mağlup olmadınız mı? Bütün bunlara rağmen bu insanlar sizinle diyaloğa geçmeye çalıştılar. Siz Yemen halkına ne verdiniz? Milyarlarca dolar para harcadınız ama bunu Yemen halkı için değil, cihatçıları çoğaltmak için yaptınız bunu. Yemen halkı kararlığıyla hareket etti, tekrar kendi ülkesini geri almak, yeniden şerefli ve onurlu olmak için harekete geçti.

Zeynebiye

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.