Seyyid Hasan Nasrullah 33 Gün Savaşı’nın Yıldönümünde Son gelişmeleri değerlendirdi

Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, Lübnan direniş cephesinin ırkçı İsrail’e karşı 33 günlük savaşta ulaştığı zaferin yıldönümü kutlamaları dolayısıyla yapılan törende konuştu.

Nasrullah konuşmasının başında 2006’da 33 Gün Savaşı’nda elde edilen büyük zaferi Lübnan halkı başta olmak üzere dünyadaki tüm özgürlük severlere tebrik ederek, İslam mücahitlerinin çabalarını takdir etti.

Temmuz’daki savaşın ABD ile düşman Siyonist rejim tarafından dayatıldığını belirten Nasrullah, “Lübnan, askeri açıdan yalnızdı ve kendisini Ortadoğu ile dünyanın en güçlülerinden sanan bir orduya karşı savaştı.” dedi.

Seyyid Hasan Nasrullah ayrıca, Şehit General Kasım Süleymani’nin operasyon esnasında komuta merkezinde önemli rol oynadığına da dikkati çekti.

Gayri meşru Siyonist rejimin ilk kez beka sorunu ile boğuşmakta olduğunu anlatan Nasrullah, “Askeri, siyasi ve psikolojik yenilginin etkileri hala bu rejimde görülüyor ve bunun tersine zafer ve umudun etkileri içimizde yaşıyor.” ifadesini kullandı.

Hizbullah lideri, düşmanın askeri savaşı kaybettiğini ve hiçbir savaşın Hizbullah’ı kötü yönde etkilemeyeceğini bildiğini kaydederek, “Onlar bu yüzden başka savaşlar çıkarmaya çalışıyorlar ve Lübnan’da tanık olduğumuz şeyler bu savaşın bir parçası.” açıklamasında bulundu.

Nasrullah, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile Siyonist Rejim’in normalleşme anlaşmasına da temasla şöyle dedi:

“BAE yöneticilerinin kararına şaşırmadık, ancak izledikleri yol ilişkileri normalleştirme süreciyle uyumluydu. Irkçı İsrail ile BAE arasındaki anlaşmanın zamanlaması, bazı Arap rejimlerinin ABD’ye hizmet ettiğini gösteriyor. Şu andan itibaren ABD’deki başkanlık seçimlerine kadar, bazı işbirlikçi Arap rejimlerinin ırkçı  İsrail ile uzlaşma anlaşmaları imzalamasını beklemeliyiz. Trump, kendisi ve arkadaşı Netanyahu’nun çıkarları doğrultusunda, seçime kadar Fars Körfezi’ne kıyısı olan Arap rejimlerini sömürmeye devam edecektir. Bu eylemin bizim tarafından kınandığını ve kabul edilemez olduğunu ve aynı zamanda İslam’a, Araplığa , Kudüs’e ve kutsal değerlere ihanet olduğunu söylemek benim insani, dini ve milli görevimdir ve aslında hepimizin görevidir. İhanet edenlerin Filistin meselesi olan hak cephesinden uzaklaşması Direniş Cephesi’nin dostunu düşmandan iyi tanımasına neden olur.”

Beyrut’taki patlamaya değinen Nasrullah, “İsrail bu suçu işlemişse aynı bedeli ödeyecek. Elbette, sadece olanların bedeli değil, olabilecek her şeyin bedelini de ödeyecektir” diye konuştu./