Al-i Suud, ABD ve İsrail İle İlişkilerine Bel Bağlamıştır

  • 17 Eylül 2017
  • 1.207 kez görüntülendi.
Al-i Suud, ABD ve İsrail İle İlişkilerine Bel Bağlamıştır

15 Eylül’de Suudi Arabistan’da protesto eylemlerinin düzenlenmesi için bir çağrı yapılmıştı ve birçok uzman, bu çağrının ardından Suudi Arabistan’ın muhtelif bölgelerinde geniş çaplı gösteri düzenlenmese de ancak petrol zengini bu ülkede çağrılar ve itirazların başlaması için temel taş sayıldığına inanıyorlar.

Esasında bütün etkenler, Suudi Arabistan’da 15 Eylül Hareketi’nin lehine oldu. Bu itirazlar, Suudi Arabistan içerisindeki siyasi gelişmelerle veya en azından Muhammed Bin Selman’ın Veliaht Prensliğine karşı tarafların güç kazanmasıyla sonuçlanabilir.

Bu tehlikeli gösterge, yönetim karşıtı her türlü itirazı haram ve din hükümlerine aykırı gören Selfi mezhebinin eğmen olduğu anlamındadır. Bu yüzden, her türlü itiraz Suudi Arabistan’daki dini mercliğie bir darbe ve iç ve yasal reform isteyen Sahve Akımı için bir zafer sayılır.

Bahreyn İslami Amel Hareketi Lideri Seyyid Cafer Alevi, Tesnim Haber Ajansı’na Suudi Arabistan’daki son gelişmeler ve 15 Eylül Hareketi’nin faaliyeti hakkında bir değerlendirme yaptı.

Al-i Suud İtirazları Önemsemeden Şeytanca Kendi Amaçlarına Doğru Adım Atıyor

Alevi röportajda: 15 Eylül Hareketi, Al-i Suud rejimi karşıtı bazı kişilerce gündeme getirilerek kuruldu. Bu hareket, Al-i Suud rejiminin kendi halkına reva gördüğü tüm zulümlere karşı yapılmış ufak bir protesto hareketidir. Al-i Suud, halk itirazları ve hareketlerine hiç aldırış etmiyor ve şeytan gibi ülkede ve bölgede kendi belli hedeflerine doğru adım atıyor. Son sıralardaki tutuklamalar da bu hareket ile alakasız değildi. Ancak Suudi Arabistan, son sıralardaki geniş çaplı tutuklamaları izah ederken bu kişilerin Katar’a bağlı isimler olduğunu söylediler. Dikta rejimleri her zaman yaptıkları tutuklamalarını dışarıya genellikle bağlıyorlar.

Al-i Suud, ABD ve İsrail İle İlişkilerine Bel Bağlamıştır

Bahreyn İslami Amel Hareketi Lideri sözlerini şöyle sürdürdü: Al-i Suud rejimi geçmişte, İran’ı bahane olarak kullanıyordu. İki buçuk yıl önce onlarca akademisyen, hoca ve hekimi İran ile bağlantılı oldukları suçlamasıyla tutukladı ve bugün de Katar ile sorun yaşadığı için bu kişilerin Katar’a bağlı olduklarını ve bu ülke tarafından fonlandıklarını iddia ediyor. Aslında Al-i Suud’un bu bahanelerinden hiçbiri inandırıcı değil ve son tutuklamalar diktatörcü yaklaşımından kaynaklanıyor ve değişime de ilgi göstermiyor. Ayrıca bölgede Amerikan-Siyonist mihverine bel bağlamıştır. Al-i Suud’un bu yaklaşımının yoğun tepki ve itirazlara yol açması da oldukça doğaldır.

Bahreyn İslami Amel Hareketi Lideri Tesnim’e verdiği demecinin devamında şu ifadeleri kullandı: Al-i Suud rejimi, son vaziyeti istismar ederek doğu bölgesinde bazı genç ve kadınları tutukladı. Bu rejim “Şeyh Ferhan el-Maliki” gibi ünlü bir şahsiyeti bile tutukladı. Al-i Suud rejimi son sıradaki tutuklamalarıyla ilgili yaptığı açıklamada; tutuklamaların Müslüman Kardeşler ile ilgili olduğunu söylemişti, ancak Şeyh Ferhan Maliki ideolojik olarak bu gruba tamamen zıt bir noktada duruyor.

Aslında, Al-i Suud durumdan faydalanıp el-Maliki’yi de tutuklayarak, Al-i Suud rejimi karşıtı isimlerini temizleme operasyonunu tamamlamaya çalışmaktadır.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.