Al-ı Suud habis şeceresi, Hizbüşşeytanın bölgedeki devamıdır

  • 11 Eylül 2016
  • 1.014 kez görüntülendi.
Al-ı Suud habis şeceresi, Hizbüşşeytanın bölgedeki devamıdır

Kutsal Rezevi Külliyesi mütevellisi hüccetülislam Reisi İmam Muhammed Bakır’ın (a.s) şehadet yıldönümü dolayısıyla düzenlenen yas merasiminde yaptığı konuşmada, “Bugün Al-ı Suud’un lanetlenmiş habis şeceresi, İstikbar ve Hizbüşşeytan’ın siyasetlerinin stratejik devamıdır.” dedi.

Astan News’un bildirdiğine göre 9 Eylül Cuma akşamı Haymetül İntizar kültürel kompleksinde düzenlenen merasimde konuşan Kutsal Rezevi Külliyesi mütevellisi hüccetülislam Reisi, Al-ı Suud’un lanetlenmiş habis şeceresinin Hicri 61 yılında Aşura olayını yaşatan lanetlenmiş Emeviler şeceresinin devamı olduğunu belirterek şöyle dedi:

“Bugün Al-ı Suud, bölgemizde sulta düzeninin devamıdır. Burada mevzu bahis kifayetsiz ve liyakatsiz bir rejim değildir, burada sohbetimiz, utanmaz bir şekilde Müslümanlar karşısında duran ve Yemen, Suriye, Irak ve Bahreyn’de cinayet işleyen lanetlenmiş habis ve şeytani bir rejimle ilgilidir”.

Tarih boyunca Tayyibe şecere ve Habise şecere, hak ve batılın sürekli karşı karşıya olduğunu kaydeden Horasan dini ilimler merkezi yüksek konsey üyesi hüccetülislam Reisi konuşmasını şöyle sürdürdü:

“İslam İnkılabı, Gadir ve Aşura hareketinin stratejik devamıdır. İslam İnkılabı, büyük hocası ve öğretmeni Resul-i Ekrem Muhammed Bin Abdullah (s.a.a) ve ikinci öğretmeni Emirülmüminin Ali bin Ebutalib (a.s) ve masum İmamların (a.s) olduğu ekolün devamıdır”.

Habise şecerenin Hizbüşşeytan ve Tayyibe şecerenin Hizbullah olduğunu kaydeden Rehberlik Bilgeler meclisi başkanlık divanı üyesi hüccetülislam Reisi, “Habise şecere, hizbullah karşısındadır ve Şeytan’ın insanlar üzerinde hakimiyet kurması peşindedir.”dedi.

İslami uyanışın fıtratların uyanışı olduğunu kaydeden hüccetülislam Reisi, şöyle dedi: Bugün Aşura kıyamı ve şehitlerin mutahhar kanı sayesinde Müslüman ülkelerde Müslümanların Allah’ı izleyen fıtratları uyanmış bulunuyor; bu değerli uyanış Müslüman milletlerin İslami kimliklerini arayarak İslami yaşam talep etmelerine neden olmuştur.

Konuşmasının bir başka bölümünde İslami ziyaretnamelerin bir nevi itikadi, ahlaki ve siyasi tutumların ilanı olduğunu kaydeden Kutsal Rezevi Külliyesi mütevellisi hüccetülislam Reisi şöyle dedi: ziyaretnamelere siyasi yön verilmemesi gerektiğini savunanlara karşı şunu söylemeliyiz ki, Aşura ziyaretnamesinde «انّی سِلْمٌ لِمَنْ سالَمَکُمْ وَحَرْبٌ لِمَنْ حارَبَکُمْ وَ وَلِیُّ لِمَنْ والاکُمْ وَ عَدُوُّ لِمَنْ عاداکُمْ » veya Camieyi Kebire’de
«محقق لما حققتم، مبطل لما ابطلتم»؛ ifadeleri yer alırken, ziyaretnamelerin siyasi yönü olmadığını nasıl söyleyebiliriz. Bu cümlelerin anlamı nedir? Yani İslami siyaset, yani bir Müslüman hakkın olduğu yerde hakkında taraftarı ve batılın olduğu yerde batıla karşıdır.

İmamet ve Velayet hattı bizatihi Allah’a gönül vermek ve Allah düşmanlarından uzmak durmak olduğunu kaydeden Horasan dini ilimler merkezi yüksek konsey üyesi hüccetülislam Reisi, konuşmasını şöyle sürdürdü: Tayyibe şecere hiçbir zaman lanetlenmiş şecere ile bağdaşamaz ve bu hakikat Ehli Beyt’in (a.s) yaşamı ve siyerinde tecelli ediyor.

Masum İmamların (a.s) vahit nur olduklarını kaydeden hüccetülislam Reisi, şöyle dedi: Masum İmamların (a.s) söylem, siyer ve yolu aynıdır ve İslam İnkılabı Rehberi’nin değerli kitabında da beyan edildiği gibi, Masum İmamları 250 yaşındaki bir insan olarak algılayabiliriz.

Rehberlik Bilgeler meclisi üyesi hüccetülislam Reisi konuşmasını şöyle sürdürdü: “250 yaşındaki insan” adlı kitaba göre Hicri 10 yılından Büyük Gaybet’in başlangıcına kadar olan süre zarfında İmamet ve Velayet söylemi, aynı söylemmiş ve içinde her hangi bir ihtilaf yokmuş. Sanki 14 pak nur ve 12 büyük İmam, 250 yaşında tek bir insanmış.

Konuşmasının devamında İmam Muhammed Bakır’ın mazlum bir şekilde şehadetine değinen Kutsal Rezevi Külliyesi mütevellisi hüccetülislam Reisi, İslam’da en çok hadis ve rivayetin İmam Muhammed Bakır (a.s) ve İmam Cafer Sadık’a (a.s) ait olduğunu belirterek şöyle dedi: İslami değerler ve ilkeler temelindeki bilimsel cihat, İmam Bakır’ın (a.s) pratik siyerinin öğretilerindendir.
Hüccetülislam Reisi, İmam Muhammed Bakır’ın (a.s), bilim ve maarifi yaygınlaştırma konusunda, döneminin nevi şahsına münhasır şahsiyeti olduğunu belirterek, ” bu büyük İmam’ın (a.s) bilim ve maarifi, başka masum İmamlar gibi ilahi dergahtan kaynaklanıyordu”ifadesini kullandı.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.