İslam İnkılabı; Cihad ve Şehadet

  • 08 Şubat 2018
  • 1.190 kez görüntülendi.
İslam İnkılabı; Cihad ve Şehadet

İran İslam İnkılabı büyük bir değişimin başlangıcıdır. Bu değişim cihad ve şehadet mektebinin esas alınması ile başlar; çetinliklerin, zor dönemlerin geride bırakılması, insanın kendini feda etmesi ve fedakarlıklarıyla daha da billurlaşmakta ve güçlenmektedir.

İran’ın inkılapçı halkı despot şah rejimine karşı verdiği mücadele yıllarında kendinden öyle bir direniş gücü, yenilgi kabul etmez ruh yapısı elde etti ki işkencelerin en kötüsü, sürgünler ve idamlar bile bu halkın iman ve itikadında en ufak bir halel getiremedi.

İslam İnkılabının zaferinden sonra geçen tüm yıllar boyunca da İslam İnkılabı ülküleri uğrunda İslam dininin itilası ve azameti uğrunda tehlikeye göğüs germek ve fedakarlıkta bulunmak ruhu her zaman bu halk için güçlü bir dayanak ve destek olmuştur.

İran halkı bu sağlam inanç ve itikadını ruhunun en derinliklerinde kabul ederek, 8 yıl boyunca öyle bir düşman’ın karşısında savaşarak direniş gösterdi ki tüm güçlerin desteğini ve en modern silahları arkasına alarak savaş alanlarında hiç bir cinayet ve adilikten kaçınmamıştır.

İranlı yiğitler ama böyle bir savaş meydanında, çağımızda eşsiz olan ve dillere destan düşen ve tarihte kalıcılığını gösteren yiğitlik sahnelerine imzalarını atmışlardır.

Daha doğrusu bu inkılap, ilahi ve insani üstün değerleri yeniden beşeri toplumda ihya ederek, dini ve insani üstün değer ve ülküler yolunda direniş, fedakarlık ve şehadet sembolleri olmuş ve adalete susamış halklar içinse özgürlük, adalet ve eşitlik mesajcısı olmuştur.. İslam İnkılabı fidanı yerli ve dini kültürle yoğrularak vatan toprağı üzerinde boy atmaya başladı ve daha sonraları ise binlerce kültürel hareket bu fidanı sulama görevini uhdedar oldular.

Bunun içindir ki İslam İnkılabının zaferinden 39 yıllık bir sürenin geçmesine rağmen İslam İnkılabı cereyanı halen zorbalar, tağutlar karşısında kükremekte ve İslam İnkılabının dünkü narin fidanı bugün güçlü bir ağaca dönüşmüş bulunmaktadır. Bu güçlü ağacın gölgesinin mutluluk ve meyvesi bugün aynı zamanda dost ülkeleri de feyizlendirmekte, başkaları da İslam İnkılabının güçlü ağacının gölgesinden yararlanmakta ve bugün İslam dünyası İslami ve yerel düşüncelere dayanarak uyanmaktadır. Ülkenin kültürel Perspektifi, İslam İnkılabının özellikle kültürel açından dünyanın özgür insanlarına ihraç edilmesi meselesidir. Bu devrimin dinamizm ve mutluluğu, değerler ve ülküler üzerinde devam etmesi hiç kuşkusuz şehadet talep ve cihad ruhunun desteği ve İslam İnkılabının bir diyalog ve kültüre dönüşmesine sebep olan yoğun gayret ve çabanın ürünüdür.

Michael Fisher, Dini mevzuulardan İnkılab’a İran” isimli kitabında bu hususlara yer vererek şöyle yazıyor: “…İran’da inkılabın tahakkukunda her ne kadar siyasi ve ekonomik sebepler de rol ifa etmiştir ama inkılabın şekli ve tahakkuk bulduğu mekan daha ziyade dini sebep ve saiklere dayanmakta ve halk dini meseleleri esas alarak protestolarda bulunmuştur

Fisher ve diğer bazı yazarlara göre  Şah’ın ekonomik ve siyasi girişimlerinin olumsuz etkisi toplumun muhtelif kesim ve kitleleri üzerinde fazla olmuş ve İran toplumunda özgürlüğe olan gereksinim büyük ölçüde kendini ön plana çıkarmıştı ama halk içerisinde vuku bulan değişim Şii  inkılapçı kültürü dolayısıyla İslam İnkılabının şekillenmesi ve  zaferine sebep olmuştur.

Bugün eğer inkılabın ve İslam nizamının müdaafiilerinin yiğitlik ve cesaretleri İran sınırlarını aşarak terör ve şer odakları karşısında tüm dünyaya sergilenmekte ve haremin savunucuları olarak Suriye ve Irak’ta IŞİD terör örgütü ve onların emperyalist destekçilerine karşı mücadele saflarında direniş verilmekte ve kendi canlarını bu uğurda feda ederek şehadet şerbetini içmekteler ki tüm bunlar kutsal müdafaa savaşı dönemi değerlerinin halen geçerli olduğunu, mücahitler içerisinde devam ettiğini göstermiş olup Suriye’de IŞİD teröristleri karşısında mücadelede büyük bir yiğitlikle kendi canını feda eden Şehid Huceci işte bu fedakar, cihatçı gençlere güzel bir örnektir.

İslam İnkılabı Rehberi iMAM Ayetullah Seyyid Ali Hamanei geçen yıl Temmuz ayında kutsal müdafaa savaşı dönemi  komutanları, savaşçıları ve kültürel program yetkililerinden bir gruba hitaben yaptığı konuşmada, kutsal müdafaa döneminin bir takım insani ve maddi zarar ve ziyanı beraberinde getirmesine rağmen bugün ve yarın için önemli eserleri de beraberinde getirdiğini bildirerek, “Toplum’da inkılapçı ruhunun korunması ve güçlendirilmesi ve inkılabın aynen devam etmesi o dönemin olumlu etkilerinden biridir ve eğer o cihatçı ve fedakarlık hareketi olmasaydı kesinlikle inkılapçı ruh ciddi bir yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalırdı” ifadesini kullanmıştı.

Kuşkusuz bu inkılapçı değerler ve cihat ve şehadet talep ruhu belli bir zamana ve özel bir olaya mahsus değildir. Bu cereyan sürekli, dinamik ve tekamül halinde olan bir cereyan ve akım olup İran halkının ülkülerini içermektedir. Bu cereyanın temelleri ise İslam kültüründe ve müslümanların uzun tarihinde yatmakta ve İslam İnkılabının zaferinden yıllar geçmesine rağmen halen İranlılar için büyük değer ve önem taşımaktadır.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.