İran ve Afrika Birliği’nin barış ve güvenlik alanında işbirliği

Afrika Birliği Barış ve Güvenlik Komisyonu Komiseri İsmail Şarki Tahran’da Dışişleri Bakanı Yardımcısı Ensari ile görüştü. Görüşmede Şarki, Afrika Birliği’nin kara kıtada çatışmalara ve krizlere etkili tepki vermek ve sorunları çözmek için kurulduğunu ifade ederek, başında bulunduğu komisyonun programlarını ve hedeflerini anlattı.
Afrika Birliği Barış ve Güvenlik Komisyonu Komiseri İsmail Şarki Tahran’da Dışişleri Bakanı Yardımcısı Ensari ile görüştü. Görüşmede Şarki, Afrika Birliği’nin kara kıtada çatışmalara ve krizlere etkili tepki vermek ve sorunları çözmek için kurulduğunu ifade ederek, başında bulunduğu komisyonun programlarını ve hedeflerini anlattı.
Şarki Afrika Birliği’nin üç stratejik amacını barış, güvenlik ve çok yönlü kalkınma şeklinde açıkladı. İran’ın önemine ve kapasitelerine de değinen Şarki, Tahran yönetimi ile barış ve güvenlikle ilgili alanlarda ve özellikle terörle mücadelede işbirliği yapmak istediklerini kaydetti.
Bu müzakerelerin sonunda iki taraf bir işbirliği protokolü imzaladı. Protokol anlaşmasında İran İslam Cumhuriyeti ve Afrika Birliği, barış ve güvenlik alanları ile ilgili meselelerde ve barış ve güvenliğin korunmasında işbirliği yapmak üzere gereken kapasiteleri oluşturmak için işbirliği yapmayı kararlaştırdı.
Yoksulluk, cahillik ve sömürü, Afrika kıtasında siyasi yapıları olumsuz etkilediği gibi terör ve radikalizmin de yayılmasına yol açan etkenlerdir. Bu çerçevede Afrika Birliği son yıllarda bazı adımlar atmaya başladı ve sorunları gözardı etmek yerine üzerine gitmeye ve her biri için çare bulmaya yöneldi. Buna göre Afrika Birliği başka ülkelerle işbirliğini arttırmak istiyor. Gerçi bu yol oldukça zor bir yol sayılır.
Askeri ve güvenlik açılarından bakıldığında Afrika kıtası istikrarsızlık ve çatışmalar kıtası olarak ün yapmıştır. Afrika’da istikrarsızlık ise bu kıtada yer alan ülkelerin krizlere karşı gerçek rolünü ifa etmelerine mani oluyor.
Aslında Afrika kıtası küresel güçlerin gözünde her zaman değerli ham madde kaynağı olarak yer almıştır ve siyasi coğrafya bakımından da bu güçlerin bölgesel stratejik hedeflerine ulaşmak için bir geçit sayılmaktadır. Ancak bu iki görüş savaş, yoksulluk ve tek ürünlü ekonomilerin dayatılması gibi yıkıcı durumlara yol açtığı da bilinmektedir. Öte yandan Arabistan’ın nüfuzu altındaki dini ve etnik radikal akımlar da Afrika ülkelerinin başına bela olan bir başka afetir. Batı ise sultacı emelleri uğruna bu kıtayı yağmaladı ve sömürü düzenini de Afrika ülkelerini Batı’ya mutlak bağımlı hale getirecek şekilde kurdu.
Şimdi Afrika kıtası eski sömürü düzeninden kurtulduktan sonra kalkınma yolunda ilerlemeye çalışıyor. Fakat bazı Afrika ülkeleri hala siyasi denklemlerde Batı kampını takviye etme yolunda adım atıyor, ki bu da Afrika kıtasının kalkınması yolunda ciddi engel oluşturuyor. Oysa Afrika ülkeleri istikrar ve güvenini kendi kalkınmasında ve kendi kaynaklarını değerlendirilmesinde görmesi gerekiyor. Buna göre İran küresel barış ve güvenlik hakkında Cumhurbaşkanı Ruhani üzerinden BM genel kuruluna şiddetten arınmış bir dünyayı öngören önerisini sundu. Öneri genel kurulda onaylandı ve şimdi İran ve Afrika ülkeleri arasında işbirliği için uygun bir zemin oluşturdu.
Bundan başka Tahran yönetimi yeni stratejisinde Afrika kıtasına özel bir yer tahsis ettiği gözleniyor, öyle ki karşılıklı ilişkileri geliştirerek stratejik seviyeye ulaştırmanın mümkün olduğu anlaşılıyor. Öte yandan İran’ın Afrika Birliği’nde gözlemci üye olarak yer alması ve yine Afrika Birliği Barış ve Güvenlik Komisyonu Komiseri İsmail Şarki’nin Tahran temasları İran ve Afrika ilişkilerinde yeni bir dönemin başlangıcı olabilir. nitekim Cumhurbaşkanı Ruhani geçen Nisan ayında Tahran’ı ziyaret eden Güney Afrika Cumhurbaşkanı Jakob Zuma ile görüşmesinde İran ve Afrika’nın terörle mücadelede işbirliğine vurgu yaptı ve bölgede huzur ve barış için tüm ülkelerin işbirliğine ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.