İran’ın nükleer silahsızlanma bildirisi, dünya barış ve güvenliği önerisi

İran İslam Cumhuriyetinin nükleer silahsızlanma ile ilgili bildiri önerisi, BM Genel Kurulu Silahsızlanma Komitesi’nde Amerika ve müttefiklerinin tüm muhalefetlerine rağmen onaylandı.

Söz konusu bildiri 112 evet oyu ile NPT üyesi ülkelerin 1995-2000 ve 2010 yıllarında düzenlenen gözden geçirme konferanslarında kabul ettikleri taahhütlerinin gerçekleşme sürecini inceleme hedefi ile Cumartesi günü onaylandı.

Fakat acaba bu bildirinin onaylanması hangi açılardan önemlidir?

İran’ın önerdiği bildiri, nükleer silah sahibi ülkelerden, tüm nükleer silah fabrikalarını tamamen imha etmelerine dair yükümlülüklerini saydamlık, geri dönülmez ve uluslararası denetim ilkelerine göre hızlandırmalarını istiyor.

Bu bağlamda daha önce de İran’ın da aralarında olduğu nükleer silah karşıtı 122 ülke temsilcisi, New York’ta BM binasının 1 numaralı konferans salonunda, şartlar ne olursa olsun, nükleer silahların imalat, test etme, üretim, edinme, bulundurma, biriktirme, aktarma, kullanma ve tehdit unsuru olarak kullanmasını yasaklayan bir metni onayladılar.

Bu anlaşmayı destekleyenler, onu tarihi bir başarı olarak değerlendirirken, nükleer silah sahibi ülkeler ise anlaşmayı ” gerçekçi olmayan ” bir anlaşma olarak nitelerken söz konusu anlaşmanın binlerce nükleer başlık üreten fabrikaların azalmasında asla etkili olamayacağını belirtiyorlar.

1970 yılından itibaren yürürlüğe girmesi gereken Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması-NPT (Non-Proliferation Treaty), 6. bendinde tüm nükleer silahların imha edilmesi zaruretinin altını önemle çizmekte. Fakat nükleer silah sahibi ülkelerin muhalefeti ve söz konusu bendi gerçekleşmemeleri nedeni ile pratikte gerçekleşmemiştir.

NPT’yi gözden geçirme 2000 ve 2010 yılları anlaşmaları da siyonist rejimin kayıtsız şartsız bu anlaşmaya katılmasına vurgu yapıyor.  Stockholm Barış Enstitüsü’nün yıllık raporuna göre Siyonist rejim yaklaşık 300 nükleer başlığa sahiptir.

Bu arada şimdiye kadar, Ortadoğu’yu nükleer silahlarından arındırma konferansının düzenlenmesini engelleyen Amerika, dünyada bizzat nükleer silah kullanan tek ülke olarak, nükleer silahların modernizasyon ve yeni nesillerinin üretilmesi için milyarlarca dolar harcamaya devam ediyor. Bilindiği üzere 2. Dünya Savaşında Amerika, Japonya’nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerine attığı iki dev nükleer bomba ile yüzbinlerce sivil insanı öldürdü ve olayda yaralı olanlar ise yıllarca büyük acılar çekerek yaşam mücadelesi verdi.

Bir süre önce Sputnik İtalya’ya demeç veren İtalyan muhabir Fabrizio Di Ernesto şöyle diyor: İtalya’da Aviano ve Ghedi askeri üslerinin Amerika’nın nükleer başlık depoları olduğunu çok az insan biliyor.

Amerika’nın birçok taktiksel nükleer silahlarını da Belçika, Almanya, Hollanda ve Türkiye’nin İncirlik üssünde depoladığı da biliniyor. Kuzey Carolina üniversitesinden nükleer silah uzmanı Mark Gobrad da şöyle diyor: Dünya nükleer devini, kendi lambasına geri sokmakta başarısız kaldı ve şimdi daha yeni silahlar üretmek isteyen yeni devler de ortaya çıkmakta. Bu sürecin devam etmesi, dünyanın yok olması anlamındadır.

Fakat İran İslam Cumhuriyeti, güvenli ve huzurlu bir dünya için tüm bu silahların yok olmasına inanmaktadır. Nitekim islam inkılabı rehberi Ayetullah Seyid Ali Hamenei de Tahran’da Nisan 2011 tarihinde düzenlenen uluslararası silahsızlanma oturumuna gönderdiği mesajda ” Biz bu silahların kullanılmasını haram biliyor, bu büyük beladan tüm insanoğlunun korunması için çalışmanın, herkesin görevi olduğunu düşünüyoruz. “dedi.