İslam inkılabı rehberi açısından düşmanın İslami nizama düşmanlığının sebebi

  • 16 Mart 2018
  • 1.112 kez görüntülendi.
İslam inkılabı rehberi açısından düşmanın İslami nizama düşmanlığının sebebi

İslam inkılabı rehberi İmam  Seyid Ali Hamenei düşmanın İslami nizama karşı düşmanlığının başlıca sebebinin bu etkin nizamın yüce hedefleri ve mahiyeti olduğunu belirtti.

İslam inkılabı rehberi İmam Seyid Ali Hamenei dün sabah saatlerinde Rehberlik Fakihler Meclisi başkan  ve üyelerini kabulünde İran’ın  düşmanın kapsamlı saldırısına karşı  zor siyasi, ekonomi, sosyal, kültürel ve güvenlik mücadelesine değinerek, “Sırf İslam Cumhuriyetinin varlığı ve dini hükümet ile, tevhid, sosyal adalet, zülme karşı mücadele ve mazlumu destelemek gibi İslami nizamın hedefleri ve ülkülerinin, düşmanı din ile savaşa ve ona saldırıya geçmesine sebep olduğunu, nitekim Kur’an-ı Kerim’in çeşitli ayetlerine istinaden Hak cephesi tarih boyunca batıl cephesine karşı olduğunu” Hak ile batılın sürekli savaşındaki önemli konunun, Hak cephesinin zaferine dair Allah’ın kesin vaadi olduğunu belirtti.

İran İslam Cumhuriyeti, 1979 yılında Doğu ve Batı bloklarından bağımsız olarak zafere ulaşan İslam inkılabının zaferi ardından, ” ne batı, ne doğu” sloganını hedeflerinin başına yerleştirerek dini mahiyetle kuruldu. “mazlumlara destek ve aynı zamanda zalimler ile mücadele” İran İslam cumhuriyeti nizamın etkin sembolü olarak Filistin’in işgaline karşı mazlum Filistin halkına kesin ve sürekli desteği, ayrıca Kudüs konusunda kesin bir şekilde görülmektedir.

İslam nizamı “sadakat, direniş ve basiret” gibi özellikleri sayesinde her zaman düşmanların sert ve yumuşak saldırılarına karşı zafer kazanmıştır. İslam inkılabının zaferi ile İran her zaman başta Amerika olmak üzere düşmanların saldırı hedefi olmuştur. Siyasi, ekonomi ve kültürel savaş her zaman İslam cumhuriyeti düşmanlarının çalışma programı ve gündeminde olmuştur, fakat İslam inkılabı rehberi İmam Seyid Ali Hamenei’nin tabiri ile ” Amerika ve siyonizmin kültürel, güvenlik, askeri, ekonomi ve siyasi muazzam cephesinin saldırısına karşı İran’ın direnişi ve başarıları, İran halkı ve gençlerin büyük kitlesinin takva ve iman bereketinden kaynaklanmaktadır.”

Bu başarıların en bariz örneği ise 8 yıllık kutsal direniş dönemi ve hali hazırda da mümin gençlerin Suriye’de tekfirciler ile savaşın en ön safında bulunmalarıdır. Irak’ın devrik diktatörü Saddam Hüseyin’in İran’a dayattığı 8 yıllık savaş döneminde de İslami nizamın gençleri iman, sadakat, direniş ve şehadet taleplik ruh haleti ile batıl cephesinin en modern silahlarına karşı direnerek, ilahi vaad sayesinde kendi hakkaniyetlerini ispatladılar ve nihayetinde de hak cephesi batıl cephesine karşı muzaffer oldu. İslami nizamın hakkaniyeti ve etkinliği, düşmanın bu nizama karşı saldırgan tutumuna devam etmesine sebep oldu. Nitekim bu düşmanlık günümüzde de kutsal savunmanın ardından çeşitli şekillerde görülmektedir.

Suriye’de Siyonistler ve Amerikalıların desteklediği tekfirci teröristlerle savaş da hak ile batıl cephelerinin karşı karşıya geldikleri bir diğer alandır. Bu meydanda mümin gençler stratejik röle sahipken, harem savunucuları adında ve şehit Hoceci gibi bir kuşaktan yetişerek düşmanın İslami nizama darbe komplosunu etkisizleştirmeyi başardılar.

Bu gerçekler günümüz genç kuşağın İslam inkılabı hedeflerini en iyi şekilde takip ettiğini gösteriyor. İslam inkılabı rehberi İmam Hamenei bu umut veren yeni genç kuşağın yetişmesinden hoşnutluğunu açıklarken, “İmam Humeyni –ra- ve kutsal savunma dönemini bile görmeyen genç ve aktif gençlerin derin ve güçlü inançları sayesinde inkılap hedeflerini takip ettiklerini” belirtti.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.