Telafer havaalanın kurtarılması, IŞİD için tehlike çanının seselenmesidir

Irak halk direniş güçleri Haşdi Şabi Musul’u kurtarma operasyonu sırasında önemli bir başarıya imza atarak Türkmen şehri Telafer’in havaalanını IŞİD terör örgütünden geri almayı başardı.

Haşdi Şabi basın ofisinden yapılan açıklamada, “DEAŞ ile girilen yoğun çatışmalar sonucu Telafer Havaalanı geri alındı.” ifadesi kullanıldı.

Başbakan Haydar el-İbadi, dün yaptığı açıklamada, Telafer’e orduya bağlı 92. ve 72. tugayla Telaferli Şii ve Sünni Türkmenlerden oluşan gücün gireceğini söylemişti. Telafer kent merkeziyle havaalanı arasında yaklaşık 25 kilometre bir mesafe bulunuyor.

Irak halk direniş güçleri Haşdi Şabi kollarından birinin sözcüsü Cafer Hüseyni konuyla ilgili olarak Reuters haber ajansına yaptığı açıklamada, IŞİD teröristlerinin Telafer havaalanını boşaltarak Telafer şehrine doğru firar ettiklerini bildirdi.

Irak halk direniş güçleri Haşdi Şabi bu operasyonda Telafer havaalanı yakınlarında bulunan Telalermec ve Telşiyan köyleriyle, yine Telafer’in doğusunda yer alan Telalsubah köyünü terirstlerden geri almayı ve bölgeyi temizlemeyi başardılar.

Irak halk direniş güçleri Haşdi Şabi’nin Telafer havaalanını IŞİD terdör örgütünden geri almayı başarması aslında bu stratejik ve teröristlerin Irak ile Suriye arasındaki bağlantı noktası şehri tamamen kurtarmaları için bir hazırlıktır ve Telafer havaalanının kurtarılması gerçekte Türkmen şehri Telafer’in kurtarılmasına bir adım daha yakınlaşması demektir. Bu arada Telafer kentinin kurtarılmasında Irak halk direniş güçleri Haşdi Şabi güçlerinin rolü çok önemli ve stratejiktir ve bunun için de bu hususta özel siyasi bir hassasiyet söz konusudur.

Başta Türkiye olmak üzere bazı bölgesel aktörler Amerika ile birlikte özellikle Musul operasyonunun başlatılması ardından büyük yaygaralar başlatarak Irak halk direniş güçleri Haşdi Şabi’nin bu operasyona katılmasını engellemek ve bununla da Irak ordusunu Musul’un kurtarılış operasyonunda başarısız kalmasını sağlamak istemişlerdir. Öyle ki bölge gelişmelerini mercek altına alarak Irak halk direniş güçleri Haşdi Şabi ile ilgili bir takım gerçek dışı sansasyonel haberlerle bu güçleri zayıflatmak ve sahnenin dışına itmek istemişlerdir. Irak halk direniş güçleri Haşdi Şabi’yi bir Şii milis örgütü olmakla suçlamış ve bu güçlerin Musul’da Sünnileri katliam edeceğini iddia etmiş ancak daha sonra bizzat Iraklı Sünni aşiretlerin de bu güçlerin içinde yer aldıklarının ve Şii Sünni Irak halk direniş güçleri Haşdi Şabi güçleri adı altında IŞİD terör örgütüne karşı ortak bir Mücaedele sürdürmekte olduğunu anlaşılması üzerine bu kez Telafer’in bir Türk şehri olduğu ve Iraklı Şiilerin bu şehre girerek şehirde etnik temizlemeye gidecekleri safsatası ortaya atılmış ve bu safsatalara da aldırış eden olmamıştır. İşin ilginç yanı ise başta Türkiye hükümeti olmak üzere söz konusu gerici bölge yönetimleri ve Amerika’nın bu konuda İsrail ve devrik Saddam rejimi dönemi subaylar ve Vahhabi tekfircilerle aynı konuyu birlikte dillendirmeleri ve bunların tümünün birer Sünni yanlısı kesilmeleridir. Yani şimdiye kadar Musul ve Telafer IŞİD’in elinde olduğu sürece bölgede Sünnü kesimin çok daha rahat ve güvende olduğunu ama artık Irak devlet güçleri ve ordusunun halk direnişinin desteğiyle burayı kurtararak Irak’ın toprak bütünlüğünü koruma azmini ortaya koymalarıyla bölge halkının tehdit altında olduğunu iddia etmekteler. Böyle bir hengamede İsrail ve Türkiye tarafından desteklenen ve ABD’nin bölgesel piyonu olduğu söylenen Mesut Barzani’nin de kendi ele geçirdikleri bölgelerin Irak Kürdistan bölgesinin bir parçası olduğunu ve burayı hiç kimseye devretmeyeceğini bildirerek Irak’ın toprak bütünlüğünün parçalanması yönünde bir adım atması ve söz konusu ülkelerden bu konuda hiç bir ses çıkmaması ise ayrı bir konudur.

Fakat tüm bu itham ve suçlamalara rağmen Irak halk direniş güçleri Haşdi Şabi Sünnisiyle, Şiisiyle, Arabıyla, Kürdüyle ve Türkiye kendi vatanlarını işgalcilerden ve teröristlerden kurtarmak konusunda kararlı olup, bu konuda yabancıların suçlama ve baskılarına aldırış etmemektedir ve Telafer’in kurtarılması yönünde elde edilmiş bu başarı da bu konudaki azim ve iradelerini gözler önüne sermektedir.