Ürdünlü göstericilerden Siyonist rejim ile ilişkilerin kesilmesine vurgu

Ürdünlü öfkeli göstericiler, Siyonist rejim büyükelçiliğinin kapatılması ve Amman ile Tel Aviv arasındaki siyasi ilişkilerin tamamen kesilmesini haykırdılar.

Başkent Amman’da yaşayan binlerce Ürdünlü Cuma günü Siyonist rejim büyükelçiliği önünde düzenledikleri gösteride, iki Ürdünlü vatandaşın Siyonist rejim elçiliği koruması tarafından öldürülmesi ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere Kudüs’te Filistinlilerin bastırılmasını kınadılar. Ürdünlü göstericiler ayrıca Ürdün ve Siyonist rejim arasındaki doğal gaz ticaret anlaşmasına da itiraz ederek, ” İsrail’in doğal gazı, işte aynı işgalciliktir” yazılı pankartlar taşıdılar.  Siyonist rejimden doğal gaz satın almak, hem Ürdün’ü Siyonist rejime bağımlı hale getirirken, Filistinlilerin doğal zenginliklerinin korsan rejim tarafından yağmalanmasında Ürdün’ü ırkçı rejimin suç ortağı yapıyor.
Ürdün halkının Siyonist rejim karşıtı itirazları ile eş zamanlı olarak, parlamentoda 82 milletvekili de yazdıkları mektupta hükümetten korsan rejimin büyükelçisini ülkeden sınır dışı etmesini istediler. 23 Temmuz 2017 tarihinde Siyonist rejim Amman büyükelçiliği önünde iki Ürdünlü, elçilik koruma görevlisi tarafından açılan ateşle öldürüldüler. Siyonist rejim karşıtı gerçekleşen geniş çaplı gösteri, Ürdün halkının korsan rejime nefretini gösterirken, Ürdünlü yetkililerin uzlaşmacı siyasetleri ve davranışlarına da itiraz sayılıyor.
Mısır’ın ardından Siyonist rejim ile resmen siyasi ve ekonomik ilişkiler kuran ülke, Ürdün’dür. Fakat Ürdün halkı ve muhalefet partileri defalarca düzenledikleri gösterilerde siyonist rejim bayrağını yakarak, sahte rejim ile ilişkilerin kesilmesini istediler. Ürdün halkının artan itirazları, Siyonist rejimin Arap ülkeleri ile ilişkileri normalleştirme çabalarının devletler düzeyinden öteye geçemediğini, üstelik bu ülkelerdeki itiraz çapının her geçen gün aratarak hatta kamu kurumları ve meclise kadar bile genişlediğini gösteriyor. Ürdün parlamentosunun Siyonist rejim büyükelçisini ülkeden ihraç talebi de bu çerçevede değerlendirilmeli.
Ürdün ve Siyonist rejim arasındaki ilişkilerin sonucu, korsan rejim ile uzlaşmacı siyasetlerin, işgalci rejimin işlediği cinayetlerde daha da küstahlaşmasından başka getirisi olmadığını gösteriyor. Nitekim İsrail’in Amman büyükelçiliğinin  son cinayeti bu gerçeği gözler önüne seriyor. Tabi ki bu itirazlar ekonomi alanında da görülmekte. Amman ve Siyonist rejim arasında 1994 yılında imzalanan uzlaşma anlaşması ardından, iki taraf arasında siyasi ilişkilere ilaveten ekonomi ilişkiler de arttı. Öyle ki hali hazırda Ürdün Siyonist rejim ürünlerinin en büyük müşterilerinden biri haline gelmiştir. Tabi ki böyle  bir süreç Ürdün kamuoyun nefretini de beraberinde getirdi.
Bölge gelişmeleri, yeni İslami uyanış dalgasının başlaması ile, Siyonist rejime karşı mücadelede İslam dünyasın tüm kapasitelerini kullanmak için gereken şartların oluştuğunu gösteriyor. Arap ve İslami ülkelerde, halkın Siyonist rejime boykot uygulanmasına dair artan talepleri, hükümetlerinin korsan rejime ve destekçilerine karşı ciddi ve kesin kararlar alma isteklerinin yansımasıdır. Bölgedeki gelişmeler, Siyonist rejime daha fazla yaptırımın uygulanması, bu rejimin bölgede ve dolayısı ile uluslar arası alanda tamamen inzivaya sürüklenmesine sebep olacaktır. Nitekim Siyonist rejim yetkilileri son haftalarda bu konuyu defalarca itiraf ederken, bu bağlamdaki kaygılarını belirttiler.