Yemen’den Suudi Arabistan’a Ağır Darbe

Yemen halk komiteleri ve ordusu Suudi Arabistan’ın Necran bölgesine gerçekleştirdikleri Nasr-ı Min-Allah adlı operasyonları ile Al-ı Suud’a büyük can ve mal kayıpları verdirdi.

Yemenlilerin şimdiye kadar Suudi Arabistan’a karşı gerçekleştirdikleri en büyük operasyon sayılan Nasr-ı Min-Allah adlı harekat farklı açılardan ele alınabilir.
Bu operasyonda ilk göze çarpan nokta tamamen karadan yapılmasıdır. 1 Ağustos – 14 Eylüle kadar yani 45 gün içerisinde Suudi Arabistan aleyhinde üç büyük hava operasyonu düzenlendi. Al-ı Suud kendi semalarının güvenliğini korumaya ve de Yemen halk komiteleri ve ordusunun hava saldırılarını bertaraf etmeye odaklandığı bir sırada bu kez Yemenli güçler karadan başarılı bir operasyon gerçekleştirdi.
Yemen halk komiteleri ve ordusunun karadan operasyonu,  Yemenli güçlerin sadece havada değil karada da taarruz gücüne sahip olduklarını açıkça gözler önüne sererken hatta kara kuvvetinin daha güçlü olduğu bile gözlemlendi. Bu güçlülüğün açık göstergelerinden biri de bu operasyonda Suudi Arabistan’a verilen büyük zarardır.
Bu yüzden operasyonda dikkat çeken önemli ikinci nokta da askeri ve teçhizat bakımından Suudi Arabistan’a indirilen darbe ve verilen zararlardır. Yemen ordusu sözcüsü Tuğgeneral Yahya Seri’in belirttiğine göre bu operasyonda binlerce düşman gücü teslim olurken, yüzlerce komutan ve subay da esir alınmıştır. Suudilerin 3 tugayının tamamen dağılması ile yüzlerce askeri ve zırhlı araç da ele geçirilmiştir.
Yapılan operasyonda göze çarpan bir başka önemli husus, operasyonun yapıldığı coğrafyadır. Bu operasyon Necran eyaletinde gerçekleştirildi. Bilindiği üzere Suudi Arabistan 1930 yılında Necran, Asir ve Cizan eyaletlerini Yemen’den kiralamış ve bu bölgeleri bir daha Yemen’e geri vermemiş ve burayı işgal ederek kendi topraklarına ilhak etmiştir.
Şimdi ise Yemenli güçler Necran eyaletine yüzlerce kilometre nüfuz ederek burayı ele geçirmiştir. Gerçekte Yemenli güçler Necran operasyonu ile Al-ı Suud’a Yemen savaşını durdurmamaları halinde Arabistan tarafından işgal altında bulunan eyaletlerin de kurtarılabileceği mesajını göndermiş oldular.
İşte bu senaryo, Yemenli güçlerinin Arabistan’ın Bukayk ve Hurays bölgelerinde bulunan Suudi Aramco petrol tesislerine yapılan İHA’lı saldırıların ardından Yemen savaşını durdurmaması halinde öngörülebilen bir senaryo idi.
Bu operasyon hususundaki önemli dördüncü nokta ise Yemenlilerin Suudilere karşı farklı kozları ellerinde bulundurduğunun gösterilmesi idi. Yemenliler bu çerçevede attıkları her adımın bir önceki adımlarına göre daha büyük olduklarını göstermiş oldu.
Yemen halk komiteleri ve ordusu Suudi Arabistan aleyhinde en büyük füze saldırısı sayılan Demmam operasyonunu 1 Ağustos gününde düzenlediler. Daha sonra 17 Ağustos gününde 10 İHA ile Suudi Arabistan’ın BAE’ne 10 kilometre uzaklıktaki tesisatını, dönemin en büyük İHA’lı saldırısı neticesine vurdular. 14 Eylül gününde ise Suudi Arabistan’ın Aramco petrol tesislerinin vurulması ile bu ülkenin petrol üretimi yarıya düşürülerek Suudi ekonomisine büyük bir darbe indirildi.
Tabii Nasr-ı Min-Allah operasyonu uygulama ve karadan yapılma itibarı ile Aramco’ya yapılan saldırılardan farklılık göstermektedir ancak  büyüklük bakımından Aramco tesislerine yapılan saldırıdan daha geniş çaplıdır. Bu yüzden Yemenlilerin Suudi Arabistan’a karşı bir sonraki adımının daha da büyük olacağı söylenebilir.
Burada değinilmesi gereken son nokta ise Yemen halk komiteleri ve ordusunun Suudilere karşı askeri girişimleri, Yemenlilerin artık Suudileri yenerek savaşa son vermek istediklerini gösteriyor. Nitekim Ensarullah Hareketi lideri Abdülmelik Husi de savaşın beşinci yılının başında, beşinci yılın artık Yemenliler için zafer yılı olacağını bildirmişti./