NE HALDESİN DİYARBEKİR? – MAHİR ARAS’TAN

ehlibeythaber

Yazarın şu ana kadar yazılmış 43512 makalesi bulunuyor.
  • 13 Aralık 2015
  • 3.919 kez görüntülendi.

Senin adına yıldızlar çizilmiş mezbahanelerde, kanlı haritaların başkenti olmuşsun, kollarından başladılar kıyıma. Yavaş yavaş kestiler bileklerini. Tanklarını, mermilerini denediler senin göğsünde. Paramparça oldu yüreğin, insanların, milyonların gözü önünde katlediliyor. Dünya senin feryadına kapatmış kulaklarını. Yeter! Diye çığlık atan annelerin feryatları duyulmuyor ve bebekler daha doğmadan babasız kaldı. Kız çocukları sokakların da katlediliyor. On iki yaşındaki kız çocukları hangi nedenden dolayı katledildi? Evlerin, hangi çılgının gördüğü dünya liderliği hayalleri uğruna harap edildi? Kuşlar dahi göç ediyor senden. Dağkapı sahipsiz, camilerin yakıldı riyakârlar tarafından ve terörist dediler sana hem de Ulu camiden yükselen ezan seslerine rağmen. Senin derelerinden kan akarken, tarihin yok edilirken, şen şakrak soytarıların, ayyaş züppelerin, TV programlarındaki çıplak görüntülerden gözünü ayırmayan medya, senin acılarını göstermedi. Ve sen katledilirken, kanının üzerinde pazarlık yaptılar. Seni kendilerine etiket yapan dalkavuklar; Hani neredeler onlar? Neden ölmüyorlar sen öldükçe? Sen fakirleştikçe, dalkavukların, siyasilerin, aydınların(!), yazarların, çizerlerin daha da zenginleşiyor, daha da güçleniyor. Sana nasıl bir tuzak kurdular? Ne haldesin Diyarbekir?

İnan bana, her şey o uğursuzun ağzından çıkan o lanet cümlelerle başladı. Hani demişti ya: ” Türkiye’nin Ortadoğu’da bir görevi var, nedir o görev? Biz büyük Ortadoğu projesinin eş başkanıyız ve bu görevi yapıyoruz. Hani Amerika’nın düşündüğü büyük Ortadoğu projesi var ya, işte bu proje içerisinde Diyarbakır bir yıldız olabilir, merkez olabilir. Büyük Ortadoğu projesi bellidir, bizim üstlendiğimiz görev bellidir. “

İşte Diyarbekir, senin çocukların yıllardır bu proje uğruna öldürülmekte. On iki yaşındaki kız çocuğu ve yirmi yedi yaşındaki delikanlılar ve geriye bıraktıkları yetim çocuklar, dul anneler, bu projenin kurbanları oldu. Ulu Cami, Dağkapı, Silvan, harap edildi, yakıldı gözü dönmüş caniler tarafından. Yeter artık ağlama, tarihin de saklı heybetin. Kalbindeki acılarındır masumiyetin. İslam’dır senin şerefin, izzetin. Ciğeri yansın seni incitenin, çözüm diye katledenin.

Peki, Amerika’nın düşündüğü Büyük Ortadoğu Projesinin eş başkanlarının Ortadoğu’ya nasıl kin, nefret, ölüm, ayrılık, sefalet götürdüğünü biliyor musun?  Biliyor musun şuanda Suriye’de nasıl katliam yaptıklarını? Milyonlarca insanı nasıl mülteci haline getirdiklerini? Babaların gözleri önünde katledilen çocukları biliyor musun?  Ya Irak’ta öldürülen insanları, köle pazarlarında satılan kadınları, yıkılan camileri, yok edilen sahabe türbelerini? Hangisini söyleyeyim, hangisine ağlayayım? Ya Yemen’de yaptıkları katliamları, sana söylediler mi? Uçaklardan atılan füzelerle, sayısız çocuk kadın ihtiyar genç öldürdüklerini biliyor musun?

Acaba Suriye’yi harap edenler, sana acır mı sanıyorsun? Irak’ı tarumar edenler, sana nefes almayı reva görür mü sanıyorsun? Yemen’de gözü kapalı, füzelerle insan katleden caniler, sana neleri reva görmüştür biliyor musun Diyarbekir?

Sana yıldız diye hitap edenler, seni öfkelerinin merkezine aldılar ve canileri, katilleri sana mal ettiler. Kendi kurdukları çeteleriyle saldırdılar sana. İnsanlarını evlerinden barklarından çıkartıp, biçare bir halde ölüme terk etmek istiyorlar. Tarihinle bağlarını kopartıp, seni büyük İsrail projesinin bir parçası yapmak istiyorlar.

Ama sen hiç olmadığın kadar öfkeli, hiç olmadığın kadar mahzunsun. “Sana terörist damgası vurup, teröristlere ev sahipliği yapanlar, onları meclislerinde keyif, sefa içinde ağırlayanlar, eğitip donatanlar ve bunları yapanların yalanlarına inanıp, bu zulme sessiz kalanlar, utanmaz mı senin örtülü annelerinden, eli nasır tutmuş babalarından, yetim çocuklarından, gariban mazlum halkından?

Biz biliyoruz ve inanıyoruz ki bu zulüm girdabından, bu fitne tufanından, tarihte eşi ve benzeri görülmemiş karanlıktan, Allah’ın (cc) yardımıyla, alnının akıyla çıkacaksın.

İman edenler, salih amellerde bulunanlar ve Allah’ı çokça zikredenler ile zulme uğratıldıktan sonra öçlerini alanlar müstesna. Zulmetmekte olanlar, nasıl bir inkılapla yıkılacaklarını yakında anlayacaklardır. (ŞUARA – 227)

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 1 YORUM
  1. malik dedi ki:

    çok güzel ve anlamı bir yazı… yüreğinize sağlık Mahir hocam

BİR YORUM YAZ

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.