BM Musul’un Kurtarılmasından Kaygılı

BM Irak yönetiminin tekfirci IŞİD terör örgütünün bu ülkenin çeşitli bölgelerini işgaline ve cinayetlerine son vermek üzere sarf ettiği çabaları hiçe sayarak Musul’u kurtarma operasyonunun muhtemel sonuçları hakkında kaygı duyduklarını ileri sürdü.

BM insani işler koordinasyon bürosu Pazartesi günü bir rapor yayımlayarak Musul’u kurtarma operasyonu bu bölgede yaşayan insanlar için vahim sonuçlar doğuracağını iddia etti. Söz konusu BM kurumu her gün yüzlerce Iraklı vatandaş başta Musul olmak üzere Irak’ın çeşitli bölgelerinde IŞİD tarafından katliama uğradığını gözardı ederek, Musul operasyona başladığı takdirde yüzlerce kişi mülteci durumuna düşeceğini ileri sürdü.

BM’nin bu uyarısı, Irak’ta yine aynı teşkilatın raporuna göre Haziran 2014’den beri her ay Irak’ta ortalama bin vatandaş tekfirci IŞİD terör örgütü tarafından katledildiği halde gündeme geliyor. Irak’ın Spiker hava üssünde 1700 hava kuvvetleri asker öğrencesinin katliam edilmesi, Irak’ın bir çok tarihi eserinin yıkımı, Iraklı binlerce kimsesiz çocuğun IŞİD tarafından asker olarak kullanılması veya intihar eylemlerine zorlanması ve yine beş bin kadar Yezidi kadın ve kızın esir alınması, IŞİD’in son iki yılda Irak’ta işlediği cinayetlerin sadece küçük bir bölümüdür. Buna karşın BM’nin neden Amerika ve Arabistan yetkilileri ile aynı ağızdan konuştuğu ve Irak yönetimini ve ordusunu bu ülkeyi saran kaosa son verme yolunda desteklemek yerine Musul operasyonundan kaygı duyduğunu beyan etmesinin sebebi bilinmiyor.

Bir süre önce de Felluce kenti kurtarıldığında bazı Amerikalı ve Arabistanlı ve BM yetkilileri bu operasyonun Irak’ta güvenlik endeksini ne denli takviye ettiğini hiç sayarak hiç bir delil ve belge göstermeksizin Iraklı güçleri Felluce halkına karşı şiddet uygulamakla suçladı. Gerçi Bağdat yönetimi bu suçlamalara sert tepki gösterdi ve Felluce halkının kentin kurtuluşundan sonra Iraklı güçlerle birlikte sevinç gösterileri düzenlemesi bu zümrenin iddialarını çürüttü.

Her halükarda anlaşılan Amerika, Arabistan ve bu rejimlerin baskısı altında bulunan BM Irak’ın gerçek bağımsızlığını istemediği anlaşılıyor.