İMAM HUMEYNİ’NİN KALEMİNDEN NAMAZIN ÖNEMİ – 2. BÖLÜM

  • 28 Mayıs 2017
  • 1.423 kez görüntülendi.
İMAM HUMEYNİ’NİN KALEMİNDEN NAMAZIN ÖNEMİ – 2. BÖLÜM

Vakit feragatinden de önemlisi kalp feragatidir. Vakit feragati de, kalp feragatinin bir ön hazırlığıdır. İnsan ibadetle meşgul olurken tüm meşkuliyetlerden ve dünyevi işlerden el çekmelidir. Kalbini çeşitli işlerden ve dağınık düşüncelerden arındırmalıdır. Kalbini halis bir şekilde ibadet ve Allah ile münacaata yöneltmelidir. Bu işlerden kalp feragati hasıl olmadıkça, kendisi ve ibadeti için de feragat hasıl olmaz. Ne yazık ki biz bütün dağınık düşünce ve fikirlerimizi sadece namaz vaktinde düşünmek için depoluyoruz. Namazın tekbiret’ul ihramını getirirken; adeta bir dükkan, muhasebe defteri veya araştırma kitabını açmış gibi oluyoruz. Kalbimizi başka işlerle meşkul kılıyor, böylece amelimizden tümüyle gaflet ediyoruz. Kendimize geldiğimizde de genelde namazın selamına vardığımızı görüyoruz. Gerçekten de bu ibadet rezalet bir ibadet ve bu münacaat utanılması gereken bir münacaattır.

Azizim! Sen Allah’la konuşmanı, sıradan bir kul ile konuşmanla kıyas et! Ne olmuş ki eğer dostlarından biriyle, hatta bir yabancıyla konuşacak olursan, başkalarından gaflet eder, bütünüyle ona yönelir ve kalbin onunla meşkul olur. Ama velinimet ve alemlerin Rabbi olan Allah ile münacaat ettidiğinde bütünüyle ondan yüz çeviriyor ve başka işlere yönelerek O’ndan gaflet ediyorsun! Acaba kulların değeri Aallah’u Teala’nın değerinden daha mı çoktur? Yoksa onlarla konuşmak, hacetlerin gidericisi olan Allah’u Teala ile konuşmaktan daha mı değerlidir? Evet ben ve sen Hak ile münacaatın ne olduğundan habersiziz. İlahi ibadetleri bir yük sayıyoruz. Elbette bir yük olarak değerlendirilen şeylerin, insanın gözünde hiçbir önemi yoktur.
O halde kaynağı ıslah etmemiz ve Allah’a ve peygamberlerin emirlerine iman etmemiz gerekir ki işlerimiz düzelsin. Bütün sefalet ve çaresizlikler; iman zayıflığı ve yakin gevşekliğindendir. Seyyid b. Tavus’un imanı öyle bir makama ulaştı ki buluğa erdiği günü, büyük bir şölenle kutladı. Zira Allah’u Teala o gün ona, kendisiyle münacaat etmesine izin vermiş ve üzerine teklif elbisesini giydirmiştir. Gerçekten bu kadar nuraniyet ve safa sahibi olan kalbin nasıl bir kalp olduğunu bir düşün !

Eğer Seyyid b. Tavus’un ibadeti senin için bir delil değilse, HZ. ALİ ‘ nin ve masum evlatlarının amelleri senin için özrü ortadan kaldıran bir delildir. O büyüklerin durumlarına, ibadet ve münacaat niteliklerine dikkat et. Namaz vakti geldiğinde masum olmalarına rağmen ilahi işte bir sürçme olur korkusuyla onlardan bazısının yüz rengi değişiyor ve titreyip duruyorlardı. Meşhur olduğu üzere HZ. ALİ (a.s), ayağına saplanan oku dışarıya çekmeyince, namaz kıldığı bir esnada haberi bile olmadan oku ayağından çektiler.

Azizim bu işler olmayacak şeyler değil. Bunun benzeri işler sıradan insanların hayatında bile görülmektedir. İnsan gazap veya muhabbetin galebe çaldığı bir esnada her işten gaflet eder. Güvenilir dostlarımızdan biri şöyle diyordu; İsfahan ‘da bir takım serseri insanlarla yaptığım bir kavga esnasında onlardan kimisinin sadece bana yumruklarla saldırdığını gördüm. Başka bir şey hissetmedim. Bu olay bittikten sonra birkaç yerimden bıçaklandığımı fark ettim. Bu sebeple birkaç gün hastanede bile yattım.

Elbette bunun sebebi de bellidir. Nefis, bir işe tam onlara yönelince beden mülkünden gaflet etmekte, duyuları çalışmaz hale gelmekte ve tüm himmeti, tek bir himmet haline dönüşmektedir. Bizler de ilmi tartışmalarda, -Allah bizi yersiz tartışmalardan korusun –orada meydana gelen her şeyden gaflet edecek bir hale geldiğimizi görmekteyiz. Ama ne yazık ki Allah’a ibadet dışnda her şeye bütünüyle teveccüh ediyoruz ve bu yüzden de adı geçen hususları imkansız, bir şey gibi görüyoruz. 

DEVAMI 3. BÖLÜM OLARAK YAYINLANACAKTIR.

 

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.