İran’ın Bilim ve Teknoloji Alanındaki Yeni Adımları

  • 12 Kasım 2019
  • 605 kez görüntülendi.
İran’ın Bilim ve Teknoloji Alanındaki Yeni Adımları

İran İslam Cumhuriyeti Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Ali Ekber Salihi Pazar günü sabah saatlerinde İran’ın Güneyindeki Buşher nükleer santralinin ikinci reaktörünün yapılmasının başlaması dolayısı ile nükleer sanayinin güç yaratıcı bir sanayi olduğuna değinerek nükleer bilimin önemi hususunda şöyle bir açıklamada bulundu:

” Nükleer sanayi ülkenin tüm sanayisinde güç yaratır. Bu sanayi potansiyel olarak güç kaynağıdır. Bu yüzdendir ki İslam İnkılabı düşmanları bizi bu güç kaynağından mahrum bırakmak istiyor. ”

Salihi ayrıca İran İslam Cumhuriyeti’nin nükleer deneyimleri ve birikimlerini nükleer enerji kullanımı alanında farklı bir yaklaşım içerisine giren Fars Körfezi çevre ülkeleri ile paylaşmaya da hazır olduğunu belirtti.

Buşehr iki ve üç numaralı santrallerinin yapımına 2016 yılında başlanmıştır. İkinci reaktörün 6 yıl sonra ve üçüncü reaktörün de 8 yıl sonra kullanıma açılması bekleniyor.

Geçenlerde ise İran’ın nükleer santral inşaatı ile ilgili teknolojiye ayak basması Rusya ile işbirliği yapılması ile gerçekleşti. Böylece Buşehr santrali iki ülke arasındaki samimi ilişkilerin de göstergesidir.

İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Rusya ile kararlı izotopların üretimi gibi bilimsel alanlarda büyük bir iş birliği düzeyine ulaşıldığına değinerek şöyle dedi: “Buşehr santrali gelecekte 200 bin ila 400 bin metre küp kadar tatlı su üretimi ile Buşehr halkının su ihtiyacını giderecektir. Yeni santralin işe başlaması ile de bu santral 22 bin kilowatt kadar elektrik üretebilecektir. ”

İran’da nükleer bilimin gelişmesi şimdi de uluslararası bir itibar kazanmıştır.

Tüm yaptırımlara rağmen İran geçen yıllar içerisinde kendi uzmanlarının çabaları ile nükleer yakıt üretiminin yani zenginleştirmenin tam çevrimini elde etmiş ve şimdi de bu alandaki teknik ve bilim açısından sayılı ülkeler arasına girmiştir.

Tahran’ın Şehit Beheşti Üniversitesi Nükleer Mühendislik Fakültesi Dekanı Mahmud-Reza Agamiri bu hususta şöyle diyor: “İran nükleer teknoloji alanında ağır yaptırımlara maruz kalıp her türlü eğitim ve donanım almak imkanından mahrum kalmasına rağmen bu alanda uygun bir konum elde etmiştir. Öyle ki maden ocağı, sarı kek, zenginleştirme ve yakıt üretimi ve tasarım aşamalarını tek başına yapmaktadır. ”

Bu yolda ise İranlı nükleer bilim adamları  terör saldırıları ve suikastlara bile hedef olmuş ve kimileri de bu yolda onurlu bir şekilde şehadete ermiştir.

İran İslam Cumhuriyeti nükleer bilimin çetrefilli teknolojileri alanında Tahran araştırma reaktörünün yakıt türünü tasarlayıp üreterek zor hastalıkların tedavisinde ihtiyaç duyulan ilaçların üretiminde faaliyet gösteren bir reaktörün çalışması için imkan yarattı.

Donanım açısından varılan başarılar çerçevesinde ise geçen hafta İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Ali Ekber Salihi, Netenz Zenginleştirme Kompleksinde, 30 kadar gelişmiş İR-6 nesli santrifüjlerini tanıtıldı. Bu santrifüjler  birinci nesil santrifüjlere göre 10 kat daha fazla uranyum zenginleştirebilir. Bu kabiliyetler ise İran’ın nükleer alanda büyük başarılar elde ettiğini gösteriyor.

Tüm bu başarılar ise Batılı devletlerin İran ile yapılan nükleer anlaşmadaki taahhütlerini yerine getirmediği, tam tersinde hareket ettiği bir sırada gerçekleşmiştir. Bu süreç içerisinde bu ülkeler Uluslararası Atom Enerjisi Kurumuna baskı uygulayarak İran’a teknik yardımların engellenmesini istediler.

İran İslam Cumhuriyeti ise Bercam Nükleer Anlaşmasına bağlı kalıp UAEK’nun denetimleri ve kuralları çerçevesinde hareket ederek bu yolda büyük bir başarı elde edip komplike nükleer bilimine erişmeyi başardı. İran diğer bilimsel alanlarda da tüm yaptırımlara rağmen ciddi başarılar elde etmiştir. /

 

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.