“Mezhep Savaşı” Söylemi İran İslam Devrimi’nden Sonra Talimatla Başlatıldı

  • 21 Kasım 2016
  • 1.343 kez görüntülendi.
“Mezhep Savaşı” Söylemi İran İslam Devrimi’nden Sonra Talimatla Başlatıldı

Tahran’da yayımlanan üç aylık Dış Politika Araştırmaları Dergisi, ilk sayısında Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad’la yaptığı bir röportaja yer verdi. Röportaj’ın bir bölümü aşağıda verilmiştir.

– Sayın Başkan, Suriye’de yaşanan savaşın bir mezhep savaşı olduğu çokça dile getiriliyor. Siz buna katılıyor musunuz? Siz bu savaşın bir mezhep savaşı olduğuna inanıyor musunuz?

–  Bu söz gerçeklere aykırı. Çünkü eğer bu bir mezhep savaşı olsaydı, on dört yüzyıl önce mezheplerin ortaya çıkması ile başlaması gerekirdi, şimdi değil. Mezhep savaşı bölgemizde ne zaman ortaya çıktı? Bu karşıtlık İran İslam Devrimi’nden sonra oluştu. Suudi Arabistan tarafından yönetilen Vahhabilik akımı İran İslam Devrimi’nden sonra onunla mücadele etmek için görevlendirildi. Bu devrim, bölge halklarının ilgisinin ve devrimci ideallerinin odağı sayılıyordu.

Başta ABD olmak üzere Batılı ülkeler, İran devriminden ve onun model alınmasından korku duydu. Dolayısıyla Suudilere mezhepçilik rekabeti çerçevesinde adımlar atması için talimat verdiler. İşte o anda İran bir anda Şii oldu. Burada sorulması gereken soru şu: İran, devrimden önce hangi mezheptendi? Şah neydi? Şii değil miydi? Peki bu niçin bir anda oldu?

Farklılıklar doğaldır; bu, insan karakterinin doğasıdır

Yani mezhebi karşıtlık konusu tamamen İran İslam Devrimi ile ilgili bir şeydir. Bu çerçevede bunu körüklediler ve diğer araçların yanı sıra bunu da Suriye’de kullandılar. Bu iddia doğru olmuş olsaydı, Suriye’deki savaş için bir mezhep savaşının çıkarılması yeterliydi. Gerçekte ise şu an yaşananlar bu iddiaya aykırıdır. Şu an Suriye’deki taifeler (din, mezhep mensupları) arasındaki uyumun kriz öncesine göre daha iyi olmaması gerekirdi.

Bu kriz, çok daha büyük bir bilinç yarattı. Eğer bugünkü sorun gerçekten mezhep sorunu olsaydı, şu anda durumun bir patlama noktasında bulunması gerekirdi. Eğer çatışan tarafları mezhebi açıdan gruplandıracak olsaydık bugün Suriyelilerin dediği şekilde bir tarafta devletten diğer tarafta da teröristlerden bahsedilmezdi. Mezhepler ve kavimler arası savaştan söz edilirdi. Mevcut gerçeklik ile böylesi bir şeyin yaşanmadığı açıkça ortadadır.

Şu anki sorunun gerçekliği bir mezhep savaşı olması değildir. Elbette inanç farklılıkları var, zaten farklılıklar olmasa mezhepler olmazdı. Farklılıklar doğaldır, bu dünyanın, insan karakterinin doğasıdır. Bu bir düşüncedir, mezhepler, düşünsel çeşitliliktir. Mezhebi sorun olarak bahsedilen şey, gerçekte bir siyasi sorundur ve mezhep kullanılarak kışkırtılmaktadır.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.