Uyuşturucu ile mücadele için uluslararası iradeye ihtiyaç var

Rusya’nın başkenti Moskova bugün dünya ülkelerinden 40’ı aşkın meclis başkanlarının katılımıyla Uyuşturucu Kaçakçılığıyla Mücadele Konferansı’na evsahipliği yapıyor. İslami Şura Meclisi Başkanı Ali Laricani de bir heyet başkanlığında bu konferansa katılıyor.

Laricani, Moskova’da gazetecilere yaptığı açıklamada,  uyuşturucu  madde ile mücadelede  uluslararası işbirliğinin kaçınılmaz olduğunu belirterek, ‘İran ve Rusya’nın uyuşturucu madde ile mücadele taktiği ve kaynağının kontrolü için mücadelede işbirliğinin zaruri olduğunu’ söyledi.

İran Meclis Başkanı ayrıca, ”bazı ülkelerin Afganistan’da konuşlanarak terörizmi ve uyuşturucu madde ile mücadele etmek istediklerini iddia ettiklerini ama  onların Afganistan’daki varlığının açıklanmış hedefinin aksine  bu ülkede uyuşturucu madde ekimi ve  uluslararası kaçakçılığının daha da artmasına neden olduğunu’ söyledi.

Uyuşturucu kaçakçılığı, bölgesel ve uluslararası olumsuz etkileri yüzünden küresel bir tehdit haline gelmiştir, bu yüzden bu tehlikeli olguyla terörizmle mücadele gibi küresel irade ve kararlılık gerekiyor.

Raporlar ve rakamlar, Avrupa ve Kuzey Amerika ülkelerinin Afganistan’da üretilen uyuşturucu maddelerin en büyük pazarı olduğunu gösteriyor, oysa afyon ürünlerinin transiti, komşu ülkeler ve bölge üzerinden yapılıyor.

Afganistan Uyuşturucu ile Mücadele Bakan Yardımcısı Ahmet Cavid Kaim yaptığı açıklamada; komşu ve bölge ülkeleri uyuşturucu ile mücadele için kendi ulusal programlarını koordine etmeleri gerektiğini ve bu maddelerle mücadele için genel mutabakatın sağlanması gerektiğinin altını çizdi.

İran İslam Cumhuriyeti dünyada uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadelede her daim öncü ülke olmuş ve şimdiye kadar bu yolda 3 bin 500’ü aşkın şehit ve çok sayıda yaralı vermiştir. İran Balkanlar’a giden rotada yer alan ilk ülke olduğu için en büyük kaçak ve ilgili suç dalgalarına maruz kalmaktadır. İran güvenlik güçleri 2016 yılında 2 bin 300 operasyonla 681 bin 576 kilogram türlü uyuşturucu madde ele geçirdi. Bu rakam 2015 yılında ele geçirilen uyuşturucu maddelerden yüzde 9 oranında artış gösteriyor. Ancak uyuşturucu ile mücadele için uluslararası kararlılık ve irade hala pratikte yoktur.

Açıklanan rakamlar, ABD’nin terörizm ve uyuşturucu ile mücadele bahanesiyle Afganistan’ı işgal etmesinden sonra bu ülkede uyuşturucu üretimi kat kat arttığını gösteriyor. ABD ve müttefikleri 2001 yılında terörizmle mücadele ve güvenliği sağlamak amacıyla Afganistan’a saldırdılar, ancak o tarihten şimdiye kadar, bu ülkede güvensizlik, terörizm ve uyuşturucu üretimi önemli ölçüde artmıştır.

Batılı ülkeler, Aganistan’daki donanımlı uyuşturucu üretim laboratuvarlarını devre dışı bırakma kabiliyet ve gücüne sahip olmalarına rağmen, şimdiye kadar bölgede kriz çıkarma başta olmak üzere muhtelif nedenlerden dolayı bu bağlamda bir şey yapmış değiller.

İran İslam Cumhuriyeti geçen Mart ayında başkent Tahran’da Uluslararası Uyuşturucu ile Mücadele Konferansı’na evsahipliği yaptı.

Tahran’da düzenlenen bu toplantıda İran İçişleri Bakanı Abdurruza Rahmani Fazli yaptığı açıklamada şöyle ifade etti:

İran, uyuşturucu ile mücadele alanında uluslararası ve bölgesel yapılarıyla istihbari ve operasyonel işbirliği için gereken zemini sağlamıştır, ancak bu işbirliğinin başarılı olması için bölge dışı ülkelerce daha titiz ve uygun işbirliğine ihtiyaç var.

Moskova’da parlamento başkanlarının uyuşturucu ile mücadele konferansı çerçevesinde bir araya gelmesi bu doğrultuda hareket için yeni bir fırsat sağlamıştır ve bu açıdan öneme sahip bulunuyor.

İslami Şura Meclisi Başkanı Ali Laricani’nin ifade ettiği gibi, uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele için uluslararası işbirliğine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu ortak ihtiyaç, bu uğursuz olgunun doğrudan zarar ve sorunlarına maruz kalan ülkeler başta olmak üzere tüm ülkelerin uyuşturucu kaçakçılığı esas kaynaklarının kontrolü ve uyuşturucu ile mücadele yönetimi için işbirliği ve istişare yapmaları gerekiyor.